KREDİ KİME, İKAZ KİMLERE GELDİ?..

Siyaset odaklı laf salatasına gerek yok!.. Seçmenin mesajı, net ve açıktır.. Teferruata da, hacet yok.. Seçmen iktidara sarı kart gösterip, uyarısını bariz yaptı!.. Ayağını denk al.. Muhalefete de, bu sana bir kredi.. İyi ve başarılı, getirisi olan bir şekilde kullan!.. Aksi takdirde ilk durakta gerekeni yaparım!…

***

İşte bu noktadan hareketle, sandıktan çıkan sonuçları ivedi ve önemle, sapmalara, kayırmalara keyfiyet arzına düşmeden değerlendirilmelidir!.. Peki, nasıl değerlendirilecek?.. Stratejik yol belli.. CHP verilen kredideki yüzdelik başarısını, AK Parti’den çekilen, geri alınanı yönetebilme, başarısızlığını kendisine konsolide etmesi gerekir!?.

***

Hem başarıyı, hem de başarısızlığı yönetirse yereldeki tarihsel kazanımı sabitleyebilir!.. Yoksa, uzun soluklu 5 yıllık zaman dilimi içerisinde; tarihsel geçmişini hortlatırsa, özellikle giyim, kuşam, yaşam ve inanç kulvarında “laikliği ve seküler diktasını dayatırsa, 95’lerin akıbetiyle, ömrü iki yıl sürmez!..

***

Tabi, DEM’in verdiği oyların diyet borcu da, büyük önem arz ediyor!.. Bunu özellikle, İmamoğlu nasıl, konsolide eder işte o meçhul!.. Hiç kuşkusuz ki, İmamoğlu’na ve CHP’ye seçim kazandıran ve de birinci parti konumuna getiren Kandil ve DEM’in içindeki Türk Solu kanadıydı.

***

İmamoğlu’nun bu diyeti ödeme bazlı ortaya koyacağı siyasi aksiyon da, geleceği açısından bıçak sırtı?.. Nitekim, oy hezimetini gözardı edip, İmamoğlu’na kendince racon kesen DEM adayı Meral Danış Beştaş ne diyor?..” İmamoğlu alınan oylar benim oylarım demesin.. O oylar onun değil, bizim oylarımızdır?”…

***

Ki, benzer ifadelerin önümüzdeki günlerde daha bir aksiyonel, yoğunluk kazanacağını söylemek gerekir.. YSK mazbataları bir bir verdiği esnada, kameralara konuşulacak.. CHP’yi birinci parti yapan oylar bilinsin ki; “DEM’in emanet oylarıdır, istediğimiz an, emanetleri geri alabiliriz?”..

***

Sözü DEM Parti'ye getirmişken kendisi de, bu seçimlerden, ders çıkarması gerekir!.. Sandıktan çıkan sonuçlar çok şeyleri söyletiyor, partinin mevcut politikasına?.. Doğu ve Güneydoğu’daki oy düşüklüğü hele ki, seçmenin sandığı yüzde 20’lerde olan protesto etme hali ikaz mahiyetli olduğu ötesini de sorguluyor?!..

***

Nedenleri çok!.. En önemlisi Kürt meselesinden uzaklaşması, daha doğrusu özünü zafiyet, kulvarına kaptırması!.. Bu bir strateji mi meçhul?. Her ne kadar, Batı metropollerine kayma noktasında, CHP’ye uzun soluklu bir kazandıran, aparat diye konumlandıysa da!.. Mevcut getirisi olmadı değil.. Esenyurt bunun göstergesi!..

***

Ancak merak edilen DEM ile CHP arasındaki bu ittifakın önümüzdeki zaman süreci içerisinde, nasıl bir evrilmeye gireceği!.. Devam mı, tamam mı?!.. DEM söylemlerinde yumuşamaya gideceğini sanmıyorum!.. Buna, CHP nasıl refleks gösterir işte o çok merak ediliyor.. Özellikle, kurucu parti konumu noktasında!…

***

DEM’e gelince!.. İpleri çok çabuk koparacağını ummuyorum.. Nedeni de olası siyasal iktidarın icra edeceği kayyım politikasında, yalnız kalmamaya çalışacak?!.. CHP’yi bu kulvarda, yanında görmek isteyecektir..  Tabi İmamoğlu’nun Kürt sorununu çözme bazlı fırsat teşkil edişi de, parantezli!..

***

İYİ PARTİ NE OLUR?…

Meral Akşener!.. 14-28 Mayıs ve 31 Mart Seçim sürecinde ruhsal yönde psikolojisi bozuk, liderlerin başında gelen, isim!.. Çünkü, çifte süreci başarıyla yönetmedi!.. Her durak, bir hezimet oldu kendisine!.. Hem içeriden, hem de dışarıdan gelen müdahalelerle kalkan oluşturamadığı için, alabora olmuş durumda.. Üstesinden gelmesi de, mümkün görünmüyor!..

***

Motivasyon bazlı oluşamayan bir sinerjinin de eksikliğiyle, Akşener’in miadının dolduğu, tartışma götürmezdir.. Ki kendisi de, ifade etmişti.. “Bu seçimde kazanan olmazsam, kenara çekileceğim!..” Tabi şimdi bu kenara çekilme, nasıl olacak, sorusunu ikmale getiriyor.. Nitekim, konuşuluyor artık..

***

Deklare etti, kongre sürecini başlatıyoruz diye!.. Ruh hali, ağzından dökülenler, geçmişteki söylemleriyle harmanladığınızda aday olup olmayacağı şimdilik meçhul.. Çekilme olasılığı yüksek.. Kaldı ki, kongre süreci çoklu adaylı gelişeceğini şimdiden, not düşmek gerekir.. Koray Aydın mı, Kürşat Zorlu mu, Müsavat Dervişoğlu mu, Bilge Yılmaz mı?.. Say say bitmez!

***

Akşener olmaz ise biri seçilecek!.. Lakin, o yüzdeliği 9’lardan 3’e düşen parti olma noktasında en yakın seçim takvimi de, 2028’i gösterdiğinde zaman çok!.. Bu 4.5 yıllık zaman yayılımında, partiyi sosyal, ekonomik ve siyasal yönde; taşıyabilir mi?..Hele ki, getirisi yüksek yerel yönetimler olmaz iken!?. Kapıya kilit gelebilir mi?..

***

Seçimin kazananı olan Yeniden Refah Partisi’nin yükselişi, siyasi arenada tabela partisi olmaya aday, partileri de netleştirdi?!.. AK Parti treninden inip, kendilerine özgü büyük umutlar yeşertebilecek savıyla, sahaya çıkan DEVA ve Gelecek Partisi.. Altılı masa döneminde; CHP’ye kuyruk olan, Saadet Partisi!..

***

14 Mayıs’taki nimeti ne yazık ki, 31 Mart’ta, hırslarına, kibirlerine, kendilerini dev aynasında görmeye yönelik siyasi gaflete, düşünce seçmenden aldıkları cevap zılgıt oldu.. Şimdi, tabela partisi konumuna düştüler.. AK Parti’yi içten vurma stratejileri de, boşa çıkan bu partilerin, yeni bir seçime ömürleri ve nefesleri yeter mi sanmıyorum!…

***

DEĞİŞİM KÖKLÜ OLMALI!?.

AK Parti’nin aldığı başarısızlığın, çok etkenleri vardır?!.? Ama, çıkılan yolda, alınan yarayı tedavi için, ivedi ve elzem olan, parti içerisinde köklü bir değişim ve yeniliğe gitmesi gerekir!?..

***

Doğrusu, seçim evresinde Diyarbakır’ın özelinde sıkça dile getirdim.? Ki ülke gerçeğini de, ifade eden tespitlerdi.. Partide vahim derecede vücut bulan ikircilik ruhu çok şey kaybettirecek!..

***

Milletvekillerinden, belediye başkan adaylarına, onlardan il, ilçe teşkilatlarına.? Gençlik ve Kadın Kollarına kadar!?  Bilistisna yekün şekilde haz edemeyiş, iticilik ve herkes kendi çıkarına göre konumlanma hali!..

***

Özellikle de, ben başarılı olayım, o başarısız olsun? Ben kazanayım, o kaybetsin!.. Hele ki, eskiler ve yenilerin siyasi çekişmeleri teşkilatlar üzerinde, birbirlerine racon kesmeleri.. Kifayetsiz ve muhterislerin, cirit atmaları..

***

Parti ilkelerinden, davasından, misyonundan çıkar ve menfaat girdabıyla, uzaklaşanların söz sahibi olmaları!.. Kayyım ve Belediyelerdeki toplumun tepkisini alan, iş ve işlemler!..

***

Beri yanda, yolsuzluk, usulsüzlük ve de keyfi uygulamalar ile birlikte, israf.. Hepsi, Diyarbakır’ın özelinde bir bütünlük sağlayınca; hezimet kaçınılmaz oldu.. Yüzde 30’lardan yüzde 16’lara düş!…

***

Bunun faturası nasıl kesilecek onu önümüzdeki günlerde göreceğiz!.. Ama ben diyorum ki, Yukarı’da Bakanlar, Parti Genel merkezindeki teşkilatlardan sorumlu olanlar.. Ve Erdoğan’ın çevresindeki, zatlar!…

***

Halktan uzaklaşmış, antipati yayan, yaşam biçimi, menfaat gözetimi, karakteristik özellikleriyle, kibir abidesi kesilen, üslup sorunu olanlar!.. Sülük misali, parti sırtından geçinenlerin varlığı!.. Her şeyi iktidar nimetinde gören ihale cambazları!..

***

Mevcut sorunların yaratıcısı olanlardan sorunu çözme yetkisi veren zihniyet dahil olmak üzere!.. Hepsinin, ivedi ve elzem bir şekilde partiden, arındırılması ve kapı önüne konulması gerekir!. Parti kulvarındakilere de, sözcü kesilenlere de, sus denilmeli!.. Çünkü bu yenilgi; AK Parti'yi her yönüyle 10 yıl geriye götürmüştür..

***

ZEYDAN VAKIASI!…

Demokrasinin ayıbı, iradenin gaspı, hukukun da, garabeti kadar, çift yönlü bu ülkeye ve milli bekasına yönelik kumpastır.. Eğer ki, Abdullah Zeydan hakkında memnu hakları, bir önceki seçime rakam kalırken iade edilmişse..

Ve bu iade, şimdi de seçime iki gün kala Adalet Bakanlığının itirazı üzerine, geri alınıyor ise.. Ki tüm belgelerde bu gösteriyor..

***

O zaman, YSK bu engeli neden görmedin, neden seçilebilir dedin.. Ne yazık ki izahı olmayan bir garabet, hali!.. Hüküm kayyım değil seçimin tekrarını gerektirir diyorum!?..Nokta..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Bütünlüğü olmayan siyasi uğraşın, neticesi kafile değil, nafiledir!…