6-8 EKİM VE YASİN BÖRÜ GERÇEĞİ

 

  İnsanlık tarihinde katliam ve barbarlıklar hep olmuştur, 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında Diyarbakır'da meydana gelen ve 50 den fazla insanın ölümüne sebebiyet olan katliam ise vahşetin bir başka boyutu ve de örneğidir.

       İnsanlığımızdan utandıracak "bir daha olmasın diye" dua ettiğimiz o günler, insanlıktan nasibini almayan kişilerin insanlığa karşı giriştiği ve insanlık var olduğu müddetçe lanetle anılacakları günün adıdır.

        "BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın talimatı ve Kobani bahanesiyle ortalığın yakılıp yıkıldığı terör olayları 50'nin üzerinde cana mal olmuştu. Bu canlardan biri de 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarıydı. (Star haber 6 10 2016)"

         Öldürme ve ya cana mal olma derken 6-8 Ekim olaylarında öldürmekle yetinilmemiş, her türlü işkence yapılmış, cenazeler parçalanmaya çalışılmış, üzerinde arabalar geçirilmiş, vahşice, canice demenin hafif bir tabir olduğu bir olaydır.

       Necip fazıl KISAKUREK:

       İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;

       Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

       Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

       Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

        Bel ki Yasin BÖRÜ ve arkadaşları imtihan yeri olan dünya hayatını en iyi biçimde verip mazlum biçimde Rablerine kavuştular, cennetin nimetleri ile nimetlendiler. O çok sevdikleri Peygambere komşu oldular.

        Ya ey katiller ve katile destek verip seyirci olanlar kaç yıl daha yaşayacağınızı sanıyorsunuz? Ölüm denilen hakikat sizi bulamayacağını mı zan ediyorsunuz?

        Yoksa 124 bin Peygamberin şahitlik ettiği, milyonlarca evliyanın tasdik ettiği, Şu an ki Müslümanların hocaları, Yahudilerin hahamları, Hristiyanların papazlarının haber verdiği Ahireti mi inkar ediyorsun? Sadece kendini kandırıyorsun, günü geldiğinde ecel kapını çaldığında hesap verme sırası geldiğinde "ah keşke..." diyeceksin o da sana faydası olmayacak.

           Kur'an-i kerim Nisa suresi 93:

           "Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedi olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır."

          O gün belki galeyana geldin, şuurunu kayıp ettin, bilinçsizce hareket ettin, başkasının emrini dinledin inan ki bunlar katiller için ahirette mazeret olmaz.

          İşin bir başka boyutu da Müslümanın mağdur ve mazlum olması.  Diyarbakır'da 6-8 Ekim olaylarını "Tekbir" veya İslami bir söylem adı altında bu katliamları gerçekleştirselerdi var ya, şimdi olayın faillerinin yedi sülalesi, bütün mal varlıklar ve de öldüklerinde girecekleri mezarları olmayacaktı. Medya, hükumet uluslararası kamu oyu hele sözde insan hakları savunucuları dünyayı ayağa kaldıracaklardı.

        Bakınız Şortlu bir kadın otobüste dayak olayı ve sonrası ile, Camide devletinin bekası için sela okuyan müezzine Şortlu birisinin onu darp etmesi ve sonrası.

        Yine olması gereken (hatta bana göre daha fazla tepki gösterilmeli) Özgecan ASLAN cinayetine verilen tepki ile 16 yaşındaki Yasin BÖRÜ ve arkadaşlarının vahşice öldürülmesine karşı verilen tepki. 

         Bütün medya günlerce Özgecan cinayetini haber yapıp toplumu en ince detayına kadar bilgilendirip olayın takipçisi olmuş, cinayetin failinin bulmasına yardımcı olunmuş oluşturulan kamuoyu baskısı ile katil ve ona yarım edenlerin hak ettiği cezayı bulmalarını sağlamışlardır.

          6-8 Ekim olayları geliyorum diyordu, devlet tedbir almadığı gibi, olaylara gerekli müdahale yapılmamış, gündüz ve binlerce kişinin gözü önünde işlenen bu cinayeti halen çözememiştir.

          Bahane ve mazeret sadece olayın sulandırılmasından başkada hiç bir işe yaramayacağı, olayın azım ettiricisi gazeteler ifşa ederken olay anı görüntüleri tv. lerde gösterilirken, Yasin'in cansız bedenini apartman dan sürükleyip leş kargalarının (hafif bir tabir) atılması ve orada bulunan yüzlerce kişinin Yasin'e işkence ettiği görüntüleri bulunurken halen failleri cezalandırmamak düşündürücüdür.

           Hani insan hakları savunucuları, sosyal demokratlar, solcu, sosyalist ve aktivistleri, hani nerede idiniz ve neredesiniz. Yoksa siz katil ayırımı yapıp benim katilim iyi sizinki kötü mu diyorsun. İnanın katil katildir iyisi kötüsü olmaz, hele cani bir ruh hali ile katil olmuşsa hiç iyi olmaz, bir de tanımadığı aralarında husumet bulunmadığı halde sırf kimliğinden dolayı 16 yaşındaki insanı vahşice öldürebiliyorsa hiç iyi değil.

         İnsanlık onuru için Özgecan Aslan , Özge Gündoğan ve diğer cinayetlerin katilleri için gösterdiğimiz dayanışma ve tepkiyi Yasin BÖRÜ ve arkadaşları içinde gösterelim.

          İyi ki ölüm var ve mazlumun zalimden hakkını alacağı ahiret günü var ve "ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM" der.

         DUA VE SELAMLARLA.