CAMİLER KAPATILDI HEMDE 20 DEN FAZLA

Diyarbakır il müftülüğünün karar verdiği 20 den fazla Mecid'in bu çalkantılı dönemde kapatılmasını veya müftülük personelinin orada alınmasını çok üzülerek öğrendim.

Sakın kimsenin aklına darbe ile ilgisini veya hükumetin bir politikası olarak görmesin çünkü edindiğim bilgiye göre, "altı ay önce çalışması yapılan bir olay olduğu", personelin azlığı ile de alakası olmadığıdır. Çünkü devletimiz ve de diyanet işleri başkanlığı Söz konusu Diyarbakır olunca pozitif ayrımcılık yaparak her türlü maddi ve manevi desteğin yapıldığını öğrendim. Burada sayın DİB. Başkanına ve ilgili bakanada teşekürrü bir borç bilirim.

Bu kadar caminin kapatılmasının zamanlaması mı? bu zamanda böyle bir kararı uygulamak? Ben hiç uygun bulmadım. 

Bazen sözün bittiği yer var ya, kelimeler boğazında düğümlenir anlatmak istediğini bir türlü anlatamazsın, aklında, soracağın binlerce kelime ve  bir o kadar da soru var sıra bunları kelimeyle dökmek ve ya yazmaya gelince yutkunursun, ne yapacağını bilemez afalar durursun. İşte bende bu yazıyı yazmaya karar verince öyle oldum. Her neyse vicdanımın sesini dinleyerek doğru bildiklerimi yazmaya karar verdim.

Değerli dostlar Diyarbakır da olağan dışı uygulamalara artık alışmışız pek garipsemeyiz sineye çeker "Vela hevle Vela kuvvete..." deriz.

Ancak bu defa ki farkı bir olay, yirmiden fazla (aldığım bilgiye göre 25) bir anda mescit (cami)'de müftülük tarafından görevli personelinin alınması ile cami ve ezanları  ilgilendirdiği için susamadım, araştırma yaptım edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Eğer sizde de cami ve ezan hassasiyeti varsa bu mescitlerin (camilerin) kapanmaması için bir şeyler yapmanızı veya bu yazıyı paylaşıp kamu oyu oluşturmaya çalışmanızdır.

Önce Sözlerin en doğrusu Kur'an ayetini okuyalım.

Allah kur'anda Tevbe suresi; "Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve Allah'tan  başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.(18)     

Diyarbakır'ın bir çok semti cami ve ezana hasrettir., İl Müftülüğümüzden dinimizin gereği camilerin yaygınlaştırılması için çaba etmesin beklerdik. Bu haberi duyunca il Müftülüğünün Cami yaptırmaktan daha önemli bir iş olduğunu, altı ay boyunca çok çalıştıklarını!!! ve yirmiden fazla mescitte görevlinin orada  olmasının bir gereği olmadığına karar vermişler. Çok başarılı bir çalışma!!! neticesinde buralardaki görevlileri alarak oraları boş bırakma (ben öyle anladım) başarısını göstermişler. Ne garip bir durum.

Bakara 114;

"Allah'ın mescitleri içinde Allah'ın ismini anılmasını men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? İşte o zalimler yok mu mescitlere korka korka girmekten başka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere, dünyada büyük bir felaket ve mahrumiyet, ahirette de büyük bir azap vardır."

Yirmiden fazla camideki görevlilerin alınması bir başka yerde olsa veya yabancı bir ülkede olsa hepimiz " ne oluyor? diye mera ederiz. Öğrendiğim kadarı ile gerekçeleri söyle sıralayabiliriz.

1-  "yirmiden fazla camiyi niye kapatıldığı?" sorusuna aldığım bilgiye göre " Camilerin kapatılmadığı orada bulunan müftülük personeli imam-hatip ve müezzinlerin kadrosu ile başka bir camiye atandığı dır.  Şayet şartları uygun olursa tekrar görevli verileceğidir.?" "kapatmadı görevlisi alındı" ne manaya geldiğini hiç anlamadım kusuru bakmayın benim cehaletime verin, çünkü kapatılmadı görevlisi aldın diyelim;

A- Kim camiyi açıp kapayacak,

B-Açık olan camide dini vecibelerini yerine getirmek isteyenlere kim yardımcı olacak?

C- Meydana gelecek boşluğu kimler dolduracak?

D- İbadet yapılmayacaksa buranın mülkiyeti kimlere verilecek

     ...

Cevabı bulunmayan bir sürü cevap

2-Öğrendiğim bir başka konu da "camiye gelenlerin azlığı"

A-Buraya kadro verilirken neden düşünülmemişti? Oysa o günkü nüfus bu günden daha azdı, ne değişti? Oysa Avrupa ülkelerine gönderilen din görevlilerinin görev yaptığı bir çok camide buralardan daha az sayıda cemaat var.

B-Cemaat sayısının artırılması konusunda imam ve müftülük ne tür hizmetler yapmıştı?

C- Oysa bir çok camide cemaat azlığı var onların durumu ne olacak?

3- Camilerin bir birine yakın olmaları.

A- Belki makul bir sebep olarak görülebilir. Ancak yoğun trafiğin olduğu bir yerde karşıdan karşıya geçmenin zorluğu ortada.

B- Millet dindar olmasa da devletini dindar görmek ister hele cami gibi bir yerin kapatılması hiç de hoş değil.

4- İş yeri ve merkezlerindeki vakit camiler

A- El insaf iş yeri zaman onun için kazanç demek ezan onun için zamanı bilmek demek, hem vergisini verecek hem de bu camisi kapatılacak?

B-Müşteri huzurlu bir ortam ister, camiyi bulup arama değil ihtiyacı olduğunda bulmak ister.

5- Cuma namazının kılınmaması ve küçük olması;

A- Zaten cuma namazının büyük camilerde kılınması evladır.

B- Bildiğim bir camide cuma namazı kılınıp yer kalmadığı halde camının kapanması.

C- İbn Abbas(ra) Peygambeerimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:"

"Kim Allah için, isterse bağırtlak kuşunun kendi yumurtası için yapmış olduğu bir mescidi yaparsa Allah Cennet'ta onun için bir ev yapar. 

Daha çok şey yazılabilir Müftülüğün gerekçe olarak ileri sürdükleri bel ki bir iki cami için geçerli olabilir, hepsi için yanlıştır. Bir örnek vereyim eski devlet hastahanesini bilenler bilir insanların en yoğun olduğu bir yer iki camisi vardı biri dışarıda küçücük bir yer, o yoğunluktaki insanların ihtiyacını hiç karşılamıyor. Oraya müftülüğün girişim yapıp yeni ve daha büyük bir cami yapımı için çaba harcaması gerekirken, çözüm olarak hastahanenin bodrumunda (her nedense Müslümanlara layık görülür)cuma namazı kılınırdı o da kapatıldı pardon görevlisi alındı(ne manaya geliyorsa) şimdi ne olacak.

Hani eski Milli eğitim bakanlarında biri; "Şu öğrenciler olmazsa milli eğitimi idare etmek ne kadar kolay olurdu." Aynı mantık İl müftülüğü için geçerli mi bilmem ancak yirmiden fazla caminin (mescidin) bir defada kapatılmasının başkada izahı bulamıyorum.

Oranın yapmasında emeği geçenlerin vebalı mı, namaz kılmak için gelip camide kimseyi bulmayanların içine düşeceği ruh hali mi? civarda oturanların duymayacakları ezanın vereceği üzüntümü, ezansız, namazsız kalan yerlerin bakımsızlık sonucu harap olması mı? tinercilerin içkicilerin mesken yerleri olması mı? örgütlerin faliyet alanı haline gelmesi mi? rant olarak birilerine peşkeş çekilmesi mi? ... Benim kafamda oluşan sorular umarım ki bu sorulara makul bir cevap verilir, yanılan ben olurum.

DUA VE SELAMLARLA.