DARBE ve DİYARBAKIR
Darbe girişiminin yapıldığı gece bir akrabamın düğünü için Batmanda idim, olayları Diyarbakır'la beraber her iki ilde izleme olanağım oldu. Halkın tepkisi ve demokrasiye sahip çıkması hakkında genel bir bilgiye sahip oldum. Genel olarak Ülkenin birlikte hareket etmesi fitneye karşı dik durması bu iki ilimizde de en üst düzeyde idi bunun için Allah a sonsuz hamd ve şükür etmek lazım. Yüce Allah (cc);" Yeryüzünde fitne fesat çıkaranlara lânet olsun." (Rad 25).
Darbe
yapmaya kalkışmak fitnenin en büyüklerindendir, destek vermek, yandaş olmak ve
susmak dahi bu günaha ortak olmasına vesile olur. Bir başka ifade ile; Fitne ne
kadar büyük bir günahsa, fitneyi bertaraf etmek de o kadar büyük bir sevaptır.
Söz konusu fitneyi def etmek olduğu zaman büyük günahlardan yalanı söylemek
dahi caiz olur varın siz fitnenin ne kadar büyük bir günah olduğuna, karşı
durmak ne kadar büyük bir sevap olduğuna siz kara verin
Bazı
izlenimlerimi sizinle paylaşmak isterim
o da ülke genelindeki darbeye karşı dik durumun buralarda da farklı
olmadığı idi. Ülke insanın kahir çoğunluğu darbeye karşı nasıl dik durulmuşsa
cüz-i bir kısmı darbeye destek vermişlerdir. Bu
guruplar farklı örgütlere mensup olsa da hemen her fırsatta sokakları
ateş alanına çeviren ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek"
"Direne direne kazanacağız." sloganlarını dillerinde düşürmeyen
marjinal sol görüşlülerin bu darbe karşısında "dut yemiş bülbül" gibi
susmaları idi. Hatta susmayıp ilk başta darbeye destek verip, darbe başarılı
olmayınca "senaryo" deyip halkın bu şanlı direniş ve başarısını
görmezlikten geliyorlar. Ayni durum burası içinde geçerlidir.
Diyarbakır ve Batman da bu darbeye karşı halkın tutumuna tutumunu
kişisel görüşüme göre iki guruba
ayırdım. O da HDP ve diğerleri.
Diğerleri darbe haberinin duyulması ile
perişan olmuş Cumhurbaşkanımızın CNN Türkteki mesajı ile adeta can bulmuş bu
vatan için ne lazımsa hatta canlarını dahi vermeye hazır olduklarını gördük,
buradaki halk, Trabzon, Sivas, İstanbul, Ankara... ve tüm ülke sevdalıları ile
aynı duygu ve düşünceye sahipti.
Gelelim
HDP ye onu da iki guruba ayırabilirim ki
okumuş ve az okumuş kesim, Az okumuş kesim inanın ki vatan sevdası konusunda
onları diğerinden ayırmak büyük haksızlık olur. Rize, Erzurum, Malatya... Tüm
vatan sevdalıları gibi aynı duygulara sahiptirler.
Eğitimli
onları da iki kısıma ayırabiliriz, bir kısmı üniversite ve yukarısı diğeri de
liseye kadar okuyanlar. Liseye kadar okuyanları da sosyalist fikre sahip
olanlar ve diğerleridir.
Diğerleri tüm telkin ve kara
propagandaya rağmen hala kalplerinin bir köşesinde vatan sevgisi olduğuna şahit
olduk. Yukarıda saydığım ve vatan sevdalı vatandaşlarının %99 'unu belkide daha
fazlasıdır diyebiliriz.
Şimdi
gelelim halkın çok az bir kesimini teşkil eden radikal solcuların durumuna, çok
cüz-i bir kesim olmasına rağmen sesleri en gür çıkan kesimin söz konusu vatan
olunca susmalarıdır.
Aslında bu
kesimin durumu ülkenin genelinde olduğu gibi Diyarbakır ve Batmanda ki yandaşları ile arasında hiçbir fark olmadığıdır. Ben bu
kesim için olumlu bir şey söylemeyeceğim.
Anne-
Babaların fedakarlık yapıp ülkeye, millete ve vatana hayırlı bir evlat olsun
diye gönderdikleri üniversitelerde, gencecik çocuklar nasıl bu hale geldiğidir.
Anne-babasına, kültürüne, örfüne geleneğine dinine nasıl bu kadar yabanı
olduğudur.
Gezi, Hes,
zeytin katliamı, hayvan hakları, LGBT... Vb. için yüzlerce miting yapan bu
gençler Ülkesinin hayati bir meselesinde nasıl sesiz kaldıkları veya darbeye
destek verdikleridir.
Ülkenin bel kemiğini oluşturan Üniversitelere el atmalı
pırıl pırıl olan bu gençler nasıl bir eğitimle bu hale getirildiği, sebep ve
sonuçları bilinmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu
öğrencilere müspet ilmin gereği olan en üst eğitim verilirken, milli ve manevi
değerlere sahip gençler yetiştirilmelidir.
Tekrar
darbeye dönersek emekli olmama rağmen mensubu olmakla gurur duyduğum Diyanet
işleri başkanlığının göstermiş olduğu çabadan gurur duydum, gerek ezan, sela ve
tekbirlerle darbeye karşı dik durmasını olması gerekendi ve yapıldı.
Dik duralım,
gevşemiyelim, zafer sarhoşu olmayalım, intikamcı bir duygu ile değil hakkaniyet
ilkesine göre davranalım.
DUA VE
SELAMLARLA.