Din Ve Siyaset

Önceliğimiz ne olmalı?

Dini mi siyasete feda edeceğiz? Yoksa siyaseti mi dine alet edeceğiz?

Söz konusu dinse gerisi teferruat mı? Yoksa siyaset söz konusu ise din mı teferruattır?

Ben her ikisininde farklı alanlar olduğunu, dini değerlerin ve uyulması gerekenlerin kur'an ve sünnet olduğuna,siyaset yapılırken dinin alet edilmemesi gerektiğine inanırım.

     Din ortak bir değer, birleştirici, herkese yakınlık ve uzaklık bakımından eşit mesafededir. Dinin aslı olan iman ise kişi ile Allah arasındadır.

     Din, ben Müslümanım diyen herkesi; rengine, diline, ırkına, milliyetine, önceki haline, anne-babasına, hısım ve akrabasına, siyasi görüşüne, hangi devletin vatandaşı olduğuna bakmaz, kişi La ilahe illellah demişse veya dedi ise artık Müslümandır ve kardeşidir.

    Mikdad İbnu'l-Evsed der ki: Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e 'Bir kafirle karşılaşsam, onunla mukatele etsem, vuruşma sırasında kolumun birini kılıcıyla kesip atsa, arkadan da mağlup düşse ve benden aman dileyerek "Müslüman oldum" dese, ey Allahın Resulu ben onu öldüreyim mi? dedim. "Hayır öldürme" dedi. Ben tekrar: "İyi ama ey Allah'ın resulu, o benim bir kolumu kestikten sora bu ikrarda bulundu" dedim. cevaben: "Hayır öldüremezsin, eğer öldürecek olursan o, sen onun öldürmezden önceki senin durumuna geçer, sen de, onun kelime-i şehadeti söylemeden önceki durumuna geçersin (kafir olursun) cevabını verdi.(Kut. Site)

  Dinin sahibi Allah, Onun emir ve yasakları yani uyulması gerekenleri, Kur'anda belirlemiş ve Peygamberimiz tarafından bizlere tebliğ etmiştir. Fazla ve eksik yapma hakkımız olmadığı gibi haddimiz de değildir.

   Siyaset ise, at terbiyecisi manasına geldiği gibi, bir fikir ve düşüncenin halka kabul manasına da gelebilir, ilahi bir tebliğ olmadığı gibi, kaynağı da vahi değildir.

    Müslüman ülkelerde ise, dinin temel kuralları olan bir çok hukuku çiğnemektedir. Örnekler:

    Hucurat suresi 10 ayet:

     "Müminler ancak kardeştir. Onun için iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah'a karşı gelmekten sakının, böylece rahmet edilenlerden olursunuz." (Elmalı meal.)

     Ne yazık ki siyası hırs ve tarafgirlik öyle bir duruma gelmiş ki farkı siyasi görüşler arasındaki farklılık, akli selimin gitmesine, kardeşlik hukukunun çiğnemesine, birlik ve beraberliğin zedelenmesine sebebiyet vermektedir. Dindar kesimin farklı iki siyasi görüş arasındaki sıkıntılarda arayı düzeltme yerine taraf olmakta biri diğerini dışlamakta, hatta tekfir (kafir) edebilmektedir.

     Hucurat suresi 11 ayet:

     "Ey iman edenler! Bir topluluk, kendilerinden daha hayırlı olması muhtemel(başka) bir toplulukla alay etmesin. Kadınlar da daha hayırlı olması muhtemel (başka) kadınlarla alay etmesin. Kendinizi ayıplamayın, birbirinize kötü lakaplar takmayın. İmandan sonra günahkarlık ne kadarda kötü bir isimdir! Kim (yaptığı kötü işlere pişmanlık duyup) tövbe etmezse, artık onlar kendilerine zulmedenlerdir." (el. mea.)

     Dikkat edilirse bu ayet biz inanlara hitap ediyor, şimdi siyasilerin birbirine söylediği kelime ve lakaplarla bu ayeti bir arada değerlendirin. Birde Müslüman geçinen ve kendini fazla dindar gören zavallılar, oy uğruna kendisinden olmayanlara söylediklerinizi bir düşünün bakalım?

         Hz. Abdullah İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "(Bir gün) Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem minbere çıkıp yüksek sesle şöyle nida etti:

  "Ey diliyle Müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olanlar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira, kim Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde bile olsa rüsvay eder." (Tirmizi 85 (2033))

      Saf suresi 2-3 ayetler:

     "Ey iman edenler! Niçin yapamayacağınız şeyi söylersiniz?

       Yapamayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında çok iğrençtir." (el. meal.)

      İktidar olma, bir fazla oy alma uğruna,  verilen sözler...

      Hucurat suresi 12 ayet:

      " Ey iman edenler! Zannın, (kesin olmayan bilgilerin) çoğundan uzak durun. Çünkü zannın bazısı, büyük günahtır. Kusurda araştırmayın. Bazınız bazınızı çekiştirmesin. Sizin biriniz, ölü halindeki kardeşinin etine yemeyi ister mi? Demek ondan (böyle bir eti yemekten) tiksindiniz. Allah'a karşı gelmekten sakınarak, korunun. Şüphesiz Allah, tövbeleri çok kabul eden, çok acıyandır." (el. meal)

    Bu ayet bize çok şey anlatıyor, uyulması gerekenleri kesin bir dille izah ediyor. Haydi diyelim siyasi bir beklentisi olan birileri bu ayetleri çıkarı için düşünmeyebilir, ya bize ne oluyor? Oyumuzu verelim, ahiretimizi tehlikeye sokmayalım.

     Anlatılacak çok şey var, ben özellikle dindarların bu ayetleri bir daha okumalarını, düşünmelerini varsa yanlışları için tövbe etmelerini istiyorum.

     Hiç kimse, siyasi düşüncesinden dolayı ona kafir dememize, hain ve işbirlikçi olarak itham ve kem gözle bakıp kardeşlik hukukunu terk etmemize sebep olmaz. 

     Unutmayalım ki imtihan dünyasındayız, ömür sayılı ecel ise gizlidir. Başıboş değiliz yaptıklarımızdan, söylediklerimizden haberdar Rabbimiz, yaptıklarımızı bire bir kayıt altına alan melekler, ölüm ve hesap vereceğimiz ahiret var.

   DUA VE SELAMLARLA