Ezan Ve Diyanet İşleri Başkanlığı

Ezan lügatte "İlam etmek, bildirmek demektir."  Şer'an ise, farz namazların vaktini bildiren özel sözlerden ibaret bir ilan şeklidir.(muğni 1 133) Bu ilanın şekli belli sözlerle tahsis edilmiştir. (neylül evtar ll, 31; El lübab,l 62)

          Ezanın meşruluğu; Kur'an, Sünnet ve icma ile sabittir. Ezanın çok büyük bir fazileti ve ecri vardır.

        Ebu Hureyre (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem; Şayet insanlar, ezan ve ilk saftaki sevabı bilselerdi, sonradan (ezan okuma ve ön safta yer alma hususunda) kur'adan başka çare bulamasalardı  elbette kur'a çekerlerdi. Namaza erken gitmedeki sevabı bilmiş olsalardı yarış ederlerdi. Yine şayet yatsı ve sabah namazlarındaki sevabı bilselerdi, emekleyerek dahi olsa bu iki namaza gelirlerdi" buyurdu. (buhari ve müslim Riyazu salihin l /342)

         "Ezanlar ki şehadetler dinin temeli" olmakla beraber, Namaza davet edip kurtuluşa ermeyi ilan eder.

Hicretin birinci yılında (622)Abdullah b. Zeyd  b. salebe ile, Hz. Ömer (ra) rivayet edilen rüya hadisleri ile peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin  onayı ile Bilal-i Habeş tarafından İlk ezanın okunduğudur.

        Hanbelilerin dışında cumhura göre, ezan ile kamet beş vakit namaz ile cuma namazının kılınmasında erkeklerin cemaatle namaz kılmaları için sünnet-i müekkededir. Bayram namazları, küsuf namazı, teravih namazı ve cenaze namazı için sünnet değildir. Nafile namazları ve adanmış namazlarda da ezan ve kamet sünnet değildir.

       Hanif'i mezhebine göre kadınların ezan ve kamet getirmeleri mekruhtur. Şafii ve maliki mezheplerine göre ise kadınlar için yahut kadınların cemaatle namaz kılmaları için yalnız kamet getirmek müstahaptır. Seslerini yükseltmek ise kadınlar için haramdır.

       Malikilere göre kaza namazı kılan kişi kamet getirir ezan okumaz.

       Maliklilen çoğunluğun görüşüne göre beş vakit namaz ile cuma namazı için ezan ve kamet farz-ı kifayedir.

        Bir kaç namazı kaçıran yahut iki vakit namazını cem-i takdim tarzına birleştiren kimsenin birinci namaz için ezan okuması sonra her bir namaz için kamet getirmesi müstahaptır.

      Bir kimse cemaatla namaz kılınan bir mescide girdiği zaman, dilerse ezan okuyup kamet getirir. Dilerse ezansız ve kametsiz de namaz kılabilir.

       Ezan:

       Vaktin girmiş olması, Arapça olmalı,Ezan ve Kamet Cemaate Duyurulmalı, Ezan ve Kamet Sözleri arasında Tertip ve Peş peşe olmalı, tek bir kişi tarafından okunmalı ve Müezzinin Müslüman olması şarttır.

       Yine, Müezzinin sesinin gür olması,Yüksek bir duvar ve minarede okuması, hür, buluğa ermiş emin, salıh, namaz vakitlerini bilen biri olmalı, abdestli ve temiz olalı, kör olmamalı, birer parmaklarını kulaklarına sokması, iki kelime arasında durarak uzatması, kamette ise iki kelimeyi birleştirmek sureti ile suratlı okuması, kıbleye yönelmesi, ecrini Allah'tan isteyerek okuması ezanın başlıca sünnetleridir.

       Ezan bittikten sonra dua etmek Çünkü Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

       "Ezan ile kamet arasında edilen dua geri çevrilmez. Sahabe: "Ya Resulallah! Biz ne diyelim? dediler. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de : "Allah'tan dünyada ve ahirette af ve afiyet isteyin" buyurdu." (Ahmed, ebu Davut ve Tirmizi)

      Ezan Diyanet İşleri Başkanlığının başarısız olduğu konuların başında gelir. Devletin bunca imkanları ve halkın sınırsız desteğine rağmen asli görevlerinden biri olan düzgün ve güzel ezan okuma konusunda hep başarısız olmuş, liyakatı veya sesi uygun olmayanların ezan okuması ile hep şikayet konusu olmuştur.

     Müzzeine; eda ve seda, adap ve makam konusunda yeterli seviyeye getirmek için çalışmalar yapması gereken D.İ.B  ezanları merkezi sistemle vererek işin kolayını seçmişlerdir.

     İç hizmet eğitim ve seminerleri ile   işin ehli kaliteli ve yeterli sayıda müezzin yetiştirip, kulağa ve gönle hitap eden bir eda ve seda ile günde beş vakit yurdumun üstünde ezanı okutmak, Diyanet camiasının aslı vazifesi olmalıdır.

       Hac, Dış ülkelere görevli gitme, seminer ve Tv. lerde boy gösterme yerine, fedakarlıklar yaparak, kabul görülecek ses ve makama sahip müezzin kadrosunu yetiştirmek tüm Diyanet camiasının görevidir.

      İnanın merkezi sistemle ezan sorununu çözmek kolaya kaçmaktan başka hiç bir değeri yoktur.

      Kolaya kaçmak, sorumluluk alamamak, fedakarlık yapmamak, halkın dini ihtiyaçlarının en üst düzeyde karşılama aşkı ve sevdasını taşımamak, talep oluşması için çaba harcamamak bir din görevlisine yakışmayacağı gibi, amir konumunda olanlara ise hiç yakışmadığıdır.

       DUA VE SELAMLARLA