FETO MAĞDURLARI
Bazen birilerine gün doğar "vurdukça vurur abalıya", fırsat bu fırsat der yılların birikmiş intikamını en acımasızca almaktan da zevk alır.
FETO
soruşturmasında da ,sayın Cumhurbaşkanımızın "At izi ile it izi birbirine
karışmış" dediği gibİ adalet
duyguları ile değil intikam duygularının hakim olduğu veya kamu oyunda böyle
algılandığı bir durum meydana gelmiş.
Sayın
cumhurbaşkanının "bu örgüt başı hIyanet ortası ticaret ve altıda
ibadet" olarak tarif ettiği FETO örgütü tasfiye ve de pasifize edip ülke
gündeminden çıkarmak için yapılan soruşturmalarda, hizmet, ticaret ve ibadet
ayırımını yapmadan acımasızca yapılan kıyımlar her kesimi rahatsız etmektedir.
Sayın
cumhurbaşkanımızın dediği gibi "İntikam duyguları ile değil adaletle
hareket edilmesi " gerektiğidir. Olması gereken budur, adalet, adalet, ve
herkese lazım olan adalet.
Sn.
Başbakanımızın "...Bu örgütle irtibatı kendi isteğiyle, kendi azmiyle
olanlarla, hasbelkader burayla ilişki içinde olmuş olanları birbirinden
ayırmamız gerektiğini düşünüyorum."(haberler.com)
İnternet
haber yazarlarından Sn. Eyüphan KAYA ; "Mağduriyetleri yaşatarak AK
Parti'ye yeni yeni cepheler açılmaya çalışılıyor haberiniz olsun, ayrıca bu
mağdur insanların bedduasından sakınmak lazımdır diye düşünüyorum. Atalarımız
ne demiş? “Alma mazlumun ahını çıkar aheste ahaeste”
....
Yani
gerçekten mazlum adam ellerini semaya kaldırırsa işler iyi gitmeyebilir.
Bunların bedduası şarlatan FETO’nun beddualarına benzemez." (yazının
tamamı internet haber.com)
Sayın Eyüphan
hocanın kaygılarına katılmamak mümkün müdür? Hele sonradan Ak Partili olanlar,
imam-hatipli ile kavgalı sol kesim ile geçmişleri hiç parlak olmayanların
"fırsat bu fırsattır" deyip Ak Partiye saldırmalar, FETO ile
irtibatlandırılmayıp (Ak parti zaten kendi içinde hayınları barındırmaz) onları
sorgulamaları zan altında bırakmaları adeta "Dağda gelip bağdakini
kovma" sürecine girmiştir.
Ahmet
TAŞGETİREN Haber vaktim . com köşe yazısında "sorulması gereken
sorular" başlıklı yazısında:
"-
Bütün emniyet teşkilatı çok objektif operasyonlar yapıyor.
- Bütün
savcılar hiçbir etki altında kalmaksızın soruşturma yürütüyor.
- Bütün
hakimler son derece tarafsız, bağımsız karar veriyorlar.
- Farklı
bakanlıklardaki, devlet kurumlarındaki komisyonlar, “FETÖ’cüleri tespit ve
ayıklama”da hiçbir etki altında kalmaksızın çalışıyorlar. Verdikleri kararlar
son derece objektiftir ve hakkaniyete uygundur.
Ben bu
sorulara “Evet aynen böyledir” diyecek kişi ve kurum olduğunu sanmıyorum.
Devlet yapısının emniyeti, yargısı ile steril hale geldiğini düşünen bir Allah
kulu var mı ki, “Bizde her şey hukuka adalete uygun seyrediyor” hükmüne varsın!
Birçok
ortamda, hem emniyette, hem yargıda, hem de farklı kurumlarda suyun başında
hala FETÖ’cülerin bulunabileceği, bunların “Hükümeti suçlu suçsuz herkesi
mağdur duruma düşürmek”le suçlamak için özellikle FETÖ’cü olmayanları listelere
koyduğunun konuşulduğunu biliyoruz."(yazının tamamı habervaktı. com)
Sayın Ahmet
beyin tespitleri gayet doğru. Mağdur
etmek gayet kolay ve de basittir, ancak şunu unutmayalım ki "Boynuzlu dan
boynuzsuz un hakkının alınacağı" bir gün de var olduğudur.
Ebü Hüreyre
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem:
"Müflis
kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab:
-
"Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir", dediler.
Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem:
"Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat
sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun
malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı
şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak
sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan
kimsedir" buyurdular. [ Müslim, Birr 59. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyamet 2)
DUA VE
SELAMLARLA.