GÜNDEM VE DİYARBAKIR

Ben kendimi bildim bileli gündemimiz, hep dış düşmanlar, iç hainler olmuş ve artarak devam etmektedir.

        Günümüze baktığımızda; Fırat kalkanı, Musul’u kurtarma, Başika, FETO, Milletvekili tutuklamaları, belediyeye kayyum atanmaları, terör olayları…

         Yine dış düşmanlar ve iç hainler…

          Anlayacağımız ülkemizde yoğun bir gündem, bunların dışında farklı bir konuyu yazmak zor,  olsun ben yine farklı bir konuya temas edeceğim.

          Bir Diyarbakırlı olarak, Peygamberler ve sahabeler şehrinde, bu şahsiyetlerin mezarlarının bulunduğu yerlerde gönle, göze ve kalbe hitap eden bir yerin olmaması beni derinden üzmüştür.

         Diyarbakır'ın talih imidir, şansımızdır nedir bilinmez ancak, şehrimizi idare eden Belediye ve Valiler maalesef gündemlerine, manevi şahsiyetlerinin makam ve yatırlarına, tarihi öneme haiz yerlerine almamışlardır.

        Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri B.M. UNESCO “Dünya Kültür Mirası” listesine alınmışsa da gözle görülür bir hizmet yapılmamıştır.

       İslam dinine göre Peygamberlerden sonra maneviyat bakımında en önemli şahsiyetler sahabelerdIr. Mekke ve Medine’yi terk edip diyar diyar dolaşmışlar, onları bağrına basanlarda maddi ve manevi bakımından çok şey kazanmışlardır.

         Maalesef 540 a yakın Ashabın medfum bulunduğu Diyarbakır yüz yıla yakındır bu manevi şahsiyetlere önem vermemiştir.

       27 Sahabenin bulunduğu Hz. Süleyman camisi dahi etrafını ziyaret edilmeye müsait hale getirilmemiştir.

       Diyarbakır'a atanan kayyum ve valisine bir yazar ve emekli imam olarak bu kadar yoğun gündem içinde bu konuya da bir yer açıp manevi şahsiyetlerin bulunduğu yerlere layık oldukları bir biçimde düzenleme yapmalarıdır.

         Bazen insan kıskanır, gıpta eder görüp beğendiği bir şeyi kendisinden de olmasını ister ya ben de Malatya, Darende’de bulunan Hulüsi Efendi Vakfı külliyesi ve Somoncu Baba türbesini görünce kıskandım demezsem doğru söylemiş olmam.

        1331-1412 yılları arasında Yıldırım Beyazid döneminde yaşamış ve asıl adı Hamid Hamideddin olan  Somuncu baba Darende de medfumdur.

      Orayı görme şansım oldu çok temiz ve nezih, göze, kalbe ve gönle hitap eden manevi bir şahsiyete yakışır bir yapı yapılmış. Görevlilerle kısada olsa konuştuk kibar ve nezaket sahibi idiler.

       Dilenci, Yasin satıcıları, seyyar satıcıları, göze ve gönle hoş olmayanı görmedim.

       Para kazanma değil gönül kazanma konusunda çok iyi oldukların gördüm, bir an Diyarbakır da ki 27 Sahabenin medfum olduğu Hz. Süleyman camisi ve müştemilatı ile çevresi aklıma geldi üzüldüm hem çok üzüldüm.

        Ne zaman Diyarbakır'ı bize vatan yapan bu manevi şahsiyetlerin bulundukları yerlere gereken önem verilecek?

        Bacasız bir fabrika olan maddi ve manevi değerleri ile açık bir müze olan Diyarbakır ne zaman hak ettiği değeri bulacak?

    Hz. Süleyman camisi ve etrafı, İlk sahabe vali olan Sultan Sasa kabri ve müştemilatı,  Ebul Mühsin (Hançeri baba), Sa’d-saad veya sahat, Mir Seyyaf…

     Makberler ve daha nice manevi şahsiyetler ne zaman Diyarbakır'ın gerçek gündemi olacak?

       DUA  VE SELAMLARLA.