Hz. Ömer (ra) Adaleti Ve Biz.

İslam dini, kişinin hukukuna çok önem verir. Onun içindir ki devlet kavramı yerine ümmet bilinci daha önemlidir. Kul hakkı da denilen bu düşünce; bireyin hukukunu koruma, adil olma manasına da gelir.

         Bireysel olarak kul hakkına riayet etmemiz gerektiği gidi, devlet olarak da adaletli olunmalı kişinin hakkı korunmalıdır.

Hz. Ömer (ra):

        "Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi, hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kut bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorula" (Hz. Ali (r.a)) .

   Bir çoğumuz Hz. Ömer(ra)'in adaleti ile, günümüz Müslümanların yaşadığı ülkelerdeki adaleti kıyasladığımızda derin bir "ah" çeker "nerede o günler" deriz.

     Okul yıllarında Milli görüş sahip birisi olarak hayalimiz "Hz. Ömer adaleti"ni anlatmak, olası iktidar durumunda ise insanlara bu adaleti göstermekti.

      Yıl 1977, MTTB o zaman milli ve maneviyatı savunan gençlerin ortak buluşma yeri ide. Bende o gençlerden biri idim. Arada geçen kocaman 40 yıl, hayalini kurduğumuz Hz. Ömer adaletini insanlarla buluşturabildik mi? Ben değil siz karar verin .

     Eğer, iş yerinize, evinize, cebinize hırsız girmiş size zarar vermiş, sizi mağdur etmiş, mağduriyetiniz giderilmemişse.

     Yakalanan hırsız serbest bırakılmış,veya ceza almış, mağduriyetiniz giderilmeden, size sormadan af veya denetim serbestliği ile serbest bırakılmışsa.

    Verdiğiniz borç, sattığınız mala karşılık aldığınız çek, senet, bono v.b zamanı geldiğinde ödenmiyorsa, gittiğiniz mahkemede bir sürü işlemler, avukat parası, harç v.b. neticede kazandığınız davada "Param yok" deyip, maaşı yok, malı var ancak üzerinde kayıtlı değilse ve hakkını alamıyorsan.

      Kapkaççı, hırsız, katil, tecavüzcü, uyuşturucu satıcıları, fuhuş işi yapanlar, insanları darp edenler, dolandırıcılar, v.b gibi adi suçlular, af veya denetimli serbestilik ile cezalarını çekmeden, mağdurlara sormadan, mağduriyet giderilmeden serbest bırakılıyorsa.

    Ceza miktarı bazen suça göre değilde, kişiye göre farklılık gösteriyorsa.

    Amme denilen devletin malı, israf ediliyorsa, atıl yatırımlarla yapılıyorsa, devletin malı siyasi çıkarlara alet ediliyorsa, ihalelerde adam kayrılıyorsa, işe alımlarda torpil söz konusu ise.

   Devletin yatırımları gereği gibi denetlenmiyorsa, ihale şartlarına uygun olmayan işler, her sene tamir edilen yol ve dökülen asfaltlar, gereksiz yatırımlar "devletin malı deniz..." mantığı toplumda yer bulmuşsa.

     Partizanlık, siyasi birliktelik, adaletin önüne geçmiş ve "ya bendesin yada hain" "ya sev ya terk et" toplumda yer bulmaya başlamışsa.

    Uyuşturucu ilk okullara kadar inmiş, fuhuş bir meslek haline gelmiş, yalan, dolan, faiz ve güçlünün güçsüzü ezmesi sıradanlaşmış sa.

     Hakka tabi olmayı değilde siyasi partimize tabi olmak kadar önem arz etmiyorsa.

   İnanın Hz. Ömer(ra)in adaletinden söz edilemez, İslamın insan haklarına verdiği önemle hiç bir ilişkisi olamaz.

     Kendini dindar kabul edenlerin bunları sorgulamayı hesap sormasını bilmezse  "bendensen zararı yok" mantığı veya "ölümü gösterip sıtmaya razı" etme yolunu seçerse, Hz. Ömer adaleti bir hayal olur.

      Unutmayalım ki ölüm var, yaptıklarımızı kayıt altına alan melekler var, hesap vereceğimiz kıyamet günü var.

  Duhan suresi 41:

     "O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardımda edilmez. (diy. meal)

      Hakka suresi 25 - 29 ayetler:

      "Fakat kitabı kendisine solunda verilen kimse: "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücümde kalmadı" der." (diy. meal eski.)

      Keşke dememek için tövbe ve istiğfar dileği ile.

   DUA VE SELAMLARLA