İKİ FARKLI MESLEK

Biliyorum gündemin başkanlık seçimine odaklandığı bir dönemde, farklı bir şey yazmak, zor olmakla beraber, kabul görmesi okunması da bir o kadar zordur. Olsun ben bu gündemin bir tarafı olmak istemediğimden farklı bir yazı yazmayı uygun buldum.

       İki meslek vardır ki mahiyetleri farklı olsa da önemi aynıdır. Bunlardan biri doktorluk diğeri İslam dinini bilen alimdir.

       Her iki meslek erbabı da alanlarında iyi ve doğru bilgiye sahip olmaları, bildiklerine en başta kendileri uymaları ve doğruyu anlatmaları gerekir. Atalarımız onun için "Yarım doktor candan, yarım fakih (İslam dinini bilen alim) dinden eder" demişlerdir. Şimdi Doktor ve fakih arasındaki benzerliklerini anlatmaya çalışalım.

       1- Doktorluk, yanlış ve eksik bilgiyi kabul etmez, dikkat ve titizlik ister, uzun tecrübeler sonucu doğruluğu kesin olan bilgilerden faydalanılır.

      İslam dini de, eksik ve yanlış bilgiyi kabul etmez, dikkatli ve titiz olmayı, Kur'an, hadis, kıyas ve icma dayanan hakikatlardan faydalanılmasını ister.

        Hac suresi 11;

        İnsanlardan kimi Allah'a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, birde musibete uğrarsa çehresi değişir. O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir. (kom. meal)

        2- Doktor, bilgi sahibi olduğundan, faydalı ve zararlı olanları bilir, bildiklerine uyma konusunda kendisi daha bir dikkatli olması gerekir.

       Fakih de İslam dinini daha fazla bildiğinden, helal ve harama uyma konusunda daha titiz ve dikkatli olması gerekir.

       Fatır suresi 28;

        İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar vardır. Kulları içinde alimler, Allah'tan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır. ( İlimden maksat imanla birleşen olanıdır. meal)

       3- Doktor, bilgi sahibi olduğu, faydalı ve zararlı olan şeylerden kendisinin muaf olmadığını iyi bilir. Yediği, içtiği, kullandığı, soluklandığı havayı, stresten uzak durmayı bilir ve ona göre davranır. Hastalığın şakası olmadığını, mikropların kimseye torpil yapmadığın, önce kendisi uyar sonra insanların uyması içinde uyarıda bulunur.

       Alimlerde öyle olmalı, helal ve haramı bildikleri ve kendilerinin bunlardan muaf olmadıklarını da bilirler. Onun için; her hal ve ortamda, kazanç ve harcamada, dost ve arkadaş seçiminde, yaşam ve davranışlarında, konuşma ve dinlemelerde helal ve haram kuralına uyar ve rıza-i ilahiye uygun olanı tercih eder.

      4- Doktorlar hastalanmadan önce tedbirlerini aldıkları gibi, hastalandıkları zamanda doğru tedaviyi ve tıbbın gerekleri neler ise kendileri içinde geçerli olduğunu bilir, ona göre tedavisini yapar.

       Alimlerde manevi hastalığa yakalanmamak için gerekli olan dini bilgileri bildiğinden tedbirlerini alır, olası şeytana, nefse veya gafletle işlemiş olduğu günahlardan dolayı manevi hastalığa yakalanmışsa, tövbe ve istiğfara başvurur, İslamın eczahanesinden tedavi ilaçlarını alır ve ona göre tedavisini yapmaya çalışır.

        5-Doktorlar, kendilerinden öncekilerden başlayıp bilinen en önceki doktorun ilminden faydalanır, meslektaşları ile istişare içinde olur yeni ve faydalı tedavi yöntemleri bulma gayreti içinde olup, hastalığa sebebiyet veren mikropları bulma konusunda hep okur, araştırı.

        Alimde, İslamı, asrının istifadesine sunmak için kendisindeki önceki alimlerin ilminden faydalanır, kendinden önceki ta Hz. Muhammed sallalahu aleyhi ve selleme kadar olan dini bilgileri öğrenme gayreti içine girer, meslektaşları ile istişare içinde olur, İslamı anlatma ve daha fazla faydalı olma gayreti içine girer, günahlara veya inkara sebebiyet olanları bulmaya ve Kur'an ve hadisin gösterdiği doğrultuda tedavi için de hep okur ve araştırı.

         6- Doktorlar, İnsanlarla ilgilenir, başta kendileri, yakınları, sevdikleri ve tüm insanların sağlığı için çaba harcarlar. İnsan ayırımı yapmadan ikna ederek, sağlığın önemini ve tedavinin lüzumunu anlatarak insanlığa faydalı olmaya çalışırlar.

      Alimlerde, insanlarla ilgilenirler, başta kendiler, yakınları, sevdikleri ve tüm insanların iman ve kabul olunmuş bir ibadete sahip olmaları için çaba harcamalıdırlar. İnsan ayırımı yapmaksızın herkese hikmet ve güzellikle İslamı anlatma çabası içinde olmalıdırlar. Kalp kırmadan gönül kazanarak insanlara İslamın önemini, tövbenin lüzumunu, dünya hayatının geçiciliğini, ölümden sonraki hayatı, varılacak yeri, cennet ve cehennem'i anlatmalıdırlar.

        7- Doktorlar, yaptıkları hizmet karşılığı hakları ve helal olan ücretleri alabildikleri geçeğine karşılık,

         Alimler, karşılık beklemeden, ücret almadan, insan ayırımı yapmadan ve rıza-i ilahiye uygun yapmalıdırlar.

        Doktorlar insanın dünyada daha fazla, sağlıklı ve mutlu yaşama çabası içinde oldukları gerçeğine karşılık,

       Alimler, dünya ve ahiret hayatını en iyi biçimde nasıl kazanılacağını, asl olunanın ahiret yurdu olduğunu, ebedi olan bu hayatın, sonsuz istek ve arzularını karşılayan, sonsuz nimetlere sahim cenneti kazanma ve ondan da önemli Cemalullahı görmek için yapılması gerekenleri anlatma ve yaşama çabası içindedirler.

      Dünyamızın saadeti için faydalı olan diğer mesleklerle beraber, doktorluk ve Din alimliği de bir zaruret ve ihtiyaçtır.

    Dünyamız için doktorla ne kadar lüzümlü ise ahiretimiz içinde alimler o kadar lüzümlüdürler.

   DUA VE SELAMLARLA