KURBAN KESMEK

 

       UDHİYE (Kurban) Allah'u  tealaya yaklaşmak için kurban bayramının günlerinde kesilen hayvanı adıdır.

        Şafii mezhebine göre:

        Dinen zengin sayılan kimselerin kurban bayramı günlerinde(ilk dört gün) kurban olacak şartları taşıyan hayvanları kurban etmeleri sünnetti müekkededir.(Şafii ilmihali, muğni, irşadul ibad, hidayetül habib...)

         Hanefi mezhebine göre;

         İbadet niyeti ile Allah'ın rahmetine kavuşmak için Kurban bayramı günlerinde (ilk üç gün) kesilen özel hayvanın adıdır. Kesilen kurbana Udhiyye, kesmeye de "tazhiye" denir.

        Temel ihtiyacından başka, en az iki yüz dirhem gümüş değerinde bir mala sahip olan hür, mukim ve Müslüman olan kimseler üzerine kurban kesmek vaciptir. İmam Muhammed dişindeki diğer imamlara göre akıl ve baliğ olması şart değildir.( Ö. Nasuhi bilmen, Mezhebül arbaa, kaynakları ile islam fıkhi, d. ilmihal.)

         Bu kısa bilgilerden sonra günümüzde bir ticaret şeklini alan Kurban kesme olayına değineceğim. Peşinen söyleyeyim bankalara para yatırıp vekaletle kurban kesme olayına karşıyım. Reklamlarla kişilerin duygularını sömürerek "bilmem hangi ülkelerdeki fakirlere kurban bağışı" adı altındaki reklamlara ise tümüyle karşıyım.

        İşin içine menfaat ve çıkar girince insanlar veya çıkar gurupları nasılda olaya dört elle sarılıyorlar. İslamın bunca emirleri varken sadece Kurban kesme olayı için başta diyanet ve diğer kurum kuruluşlar ne kadarda hevesli ve de istekli olduğunu görüyoruz.

          Duvarlara yapıştırılan afişler, gazetelere verilen reklamla, Tv deki tanıtımlar, öyle bir duygu sömürüsü halini almış ki beni utandırıyor.

          Ha şunu belirteyim Durumu iyi olup birden fazla kurban kesen ve de etrafında bulunan kimselere,bildiği yakın ve uzak muhtaçlara (vakıf, dernek, kur'an kursları...) dağıttıktan sonra elbette daha uzağa gönderebilir.

         Yüz binlerce çalışan, öğrenci, asker, memur farz olan cuma namazını rahatlıkla kılma imkanları olmadığı halde derneklerin Kurban eti ve derisi için verdikleri mücadeleyi bunlar için vermemeleri düşündürücü ve de üzücüdür.

           Her ne ise olayı vicdanlara havale edip Kurban kesiminin nasıl olacağını anlatmaya çalışalım.

           Hanefi fıkhı:

           Hak yolunda fedakarlığın nişanesi, Allah'ın verdiği nimetlere karşı şükrün bir gereği, bela ve musibetlerden korunmanın yoludur kurban.

          En efdal olan şudur ki Kurban olarak kestiği hayvanın etini üçe ayırıp bir kısmını kendine bir kısmını dost, akraba ve komşusuna, bir kısmını da fakirlere vermesidir.

           Eğer kurban sahibi orta halli olur da, geçimini karşılamak zorunda olduğu kimseler kalabalık ise, o halde kurbanın etini onların yemeleri için alıkoyabilir, bu menduptur. (Ö. Nasuhi bilmen)

           Hz. Peygamber (s.a.v) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10).

           Ailenin fakir olması durumunda etin tamamı da evde bırakılabilir (Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, Beyrut 1399, IV, 185).

           Şafii mezhebi;

          Müekked sünnet vacip hükmündedir, kurban kesmekte müekked sünnetlerdendir. Üzülerek belirteyim ki Şafii mezhebi mensupları müekked sünnetin iyi kavrayamadıklarından kurban kesme konusunda cimri davranmaktalar, oysa Kurbanın bir ibadet olması yanında (cana gelen) belalara karşıda kalkandır.

          Kurban kesen kimsenin, kestiği kurbandan yemesi sünnettir. Kurban etini veya derisini satmak, kasabın ücretini ondan vermek, zenginlere temlik etmek, bütün etini yemek, bulunduğu köy veya şehirden başka yere götürüp fakirlere dağıtmak caiz değildir. Ancak kasap fakirse ona temlik etmek, zengine yedirmek ve tamamını bir fakire vermek caizdir. (Şafii fıkhı. halil GÜVENÇ)

           Biz yine ilmihal kitaplarına bakarak en efdal olana göre kurbanımızı kesip etini öyle dağıtalım, reklamlara kanmayalım.

         DUA VE SELAMLARA