Medreseler Ve Diyarbakır

Baharın güzel bir gününde, Diyarbakır'dan güzel bir haber yazmak istedim. Gönül ister ki en küçük bir terör olayını abartarak haber yapan medya, bu tür güzellikleri de, halkla suna bilmeleri idi.

Peygamberler şehri ismini hak eden Diyarbakır, kendisine yakışır çalışmalar yapmaktadır.

Bir çok camide olduğu gibi, Bağlar ilçesi Nur camisi de tarihi günlerden bir günü yaşadı. Medrese tahsilini bitiren on dört genç, icaze dediğimiz diplomalarını, binden fazla kişinin katıldığı, bölgenin tanınmış alimlarin ellerinde aldılar.

Camilere siyaset girmediği zaman gerçekten asli görevi olan birleştirici olduğudur. Dün bunun en iyi örneğini Nur camisinde gördük. Cami tıklım tıklım dolu idi, boş yer yoktu ancak cami adabı ve mümin olma şuuru, düzen ve nizam getirmişti.

       Diploma töreni sonrası verilen yemek, izdiham olamadığı gibi törendekilerin hepsine yetti. Huşu ve ibadet, merasim ve ikram en üst düzeyde iken hiç bir güvenlik gücü olmadığı halde disiplin ve intizamda bir o kadar iyi idi.

       Medrese; İslam tarihiyle başlayan, zaman içinde, günün şartlarına uygun eğitim verilen, Cumhuriyetle birlikte kapatılmasına rağmen, toplumun dini alandaki bilgi ihtiyacını karşılamak için faaliyetlerini zor şartlarda sürdürmeye çalışan ilim yuvalarıdır

      Buralarda okumak isteyenler, Kur'an eğitimi, zaman içinde, sarf ve nahiv dediğimiz Arap dili ve edebiyatını öğrendikten sonra, fıkıh, kelam, mantık, tefsir, akaid gidi dini eğitimleri alırlar.

    Eğitimini bitirenler bölgede bulunan diğer medreselerdeki müderrislerin katılımı ile sınavlar yapılır, ilim konusunda yeterli görülenlere eğitimi tamamlanış sayılır ve törenle icazeleri (diploma) ları verilir.

     Günümüz eğitim kurumları, bir kısmı, özel ve paralı olmasına rağmen uluslar arası başarı sıralanmasındaki gerilemeye karşılık, Türkiye'deki ve özellikle bölgemizdeki bazı medreseler, diğer İslam ülkelerdeki medreselerden daha kalite ve verimli olduğudur.

     Fiziki ve öğretim görevlileri temini, okuyan öğrencilerin, iaşesi, barınma ve diğer ihtiyaçları halk tarafından gönüllü olarak karşılanır. Devletin katkısı olmadığı gibi burada yetişen öğrenciler maddi ve manevi bakımından faydalı ve yararlı birer birey olarak yetişirler.

      Buralarda mezun olanlar, toplumun ihtiyacı olan, din hizmetlerini en üst seviyede karşılayacak bilgi ve donanıma sahip olurlar.

        Gönül ister ki, toplum nezdinde saygın bir yer edinen bu  eğitim yuvalarına İmam- hatip, Müezzin, vaiz, müftü, murakıp ve diğer Diyanet İşleri Başkanlığının ihtiyacı olan elemanı buralarda karşılama imkanı sunacak yasal düzenlemelerin yapılmasıdır.

       İnsanların nezdinde haklı olarak kazandıkları değeri, devletinde nezdinde kazanması ve yasal düzenlemeler ile din hizmetleri sınıfında değerlendirmesidir.

      Medreseler; öğretimin yanında, eğitime de önem verir, öğrenciye; oturuşundan tüt, konuşmasına kadar, toplumun kabul görmüş adap, edep ve ahlak en üst düzeyde verilir.

     Eğitime başlayan öğrenci halk arasında "Fekki" denilir, değer ve saygı görür.

     Medreselerde; öğren, öğret metodu uygulanır, kendisinde daha ileri bir öğrenci ile dersini, kendisinde bir alt derste olanı da onun dersini  mutaala ( dersi tekrar etme ) eder. "Metin" denilen ezberlemesi gereken yerleri ezberlerler. Belli bir sınıfı, belli zamanda bitirme yerine her dersi öğrenmeye göre verilir.

      Medreselerde "talıp" denilen (okuması gereken kitapları bitirmek üzeren olan öğrenciler) diğer öğrencilerin derslerini anlamaları ve öğrenmeleri için onlara yardımcı olur ve müderris olmadığı zaman da ders verir, öğrencilerle mutaala ve müzakere ederek, geçmiş derslerini unutmamaya çalışır.

      'Mir" denilen, Müderris tarafında seçilen ve ilim bakımından diğer öğrencilerden ileri olan kişiler vardır ki bunlarda medresenin disiplininde sorumludurlar.

       Kırsal ve küçük yerlerde "tayın" denilen, vatandaşın evinde pişen yemeği faki (öğrenci) gider getirir. Gelen tüm yemekler ortaya konulur ve beraber yenilir. Farklı bir şey varsa "kura" çekmek usulu ile pay edilir.

        Günümüzde ise, büyük medreseler halkın temin ettiği erzaklarla artık "tayin" ler toplanmayıp aşçılar tarafında hazırlanılan yemekler öğrencilere yedirilir.

        Bütün bunlar gönüllülük esasına göre yapılıp öğrencilere, Allar rızası için ve bedava verilir.

       Gerçekten Diyarbakır bu konuda iyiye doğru hızlı adımlarla ilerliyor, medreseler yaygınlaşarak çoğalıyor, halkın gönlünde yer tutan ve siyasetin girmediği ve girmemesi gereken bu yerlere devlet tarafında gereken değer verilmeli, yasal düzenlemeler yapılarak D.İ.B İhtiyacı olan personel temini buralarda karşılanmalıdır.

      DUA VE SELAMLARLA