Görüş Bildir

BİR GÖRÜŞ

Niçin Hicret Etmişler di?

İlkler, sonrakilere örnek ve kılavuzdurlar. İstikamet şaşırıldığı zamanlarda doğru yolun bulunmasına pusula olurlar. Onun içindir ki hak, hakikat ve doğru istikamet peşinde gitmek isteyenler, ilklere çok önem verir onları kendilerine örnek alırlar.

   Dini mübinin ilkleri ve yaşamları da, biz Müslümanlar için çok önemli ve doğru yolun bulunmasına da ışık olurlar.

   Mekke şehri ve 610 yılında Peygamberlik görevi ve 613 yılı ile "Sana emrolunanı açıktan açığa beyan et. Müşriklerden yüz çevir." (Hicir 94. ayet) açık tebliğ, batılın karşısında, hakkın dik durmasıyla başlayan değişim.

   Zayıf, kimsesiz, köle ve mazlumların sığınağı olan İslamiyet, batılın maddi gücüne karşı, iman gücü ile direnmeye çalışıyorlardı. Baskıların şiddetlenmesi karşısında, doğup büyüdükleri yurtları ile iman arasındaki tercih etme zorunda bırakmaları ve dayanılmaz baskılar, neticesinde 11 erkek ve 4 kadın Müslümanın gizlice Kızıldeniz yolu ile adaleti ile bilinen Necaşi'nin yurdu olan Habeşistana göç ve ilk hicret, bir yıl sonra Ebu Talibin oğlu Cafer-i Tayyar başkanlığında 80 kişilik kafile ile ikinci hicret.

   Acaba onları, yurtlarından, varlıklarından, akraba ve yakınlarında ayrılıp bilmedikleri yurda hicret etmelerine sebep ne idi?

   Yine bütün varlıklarını bırakıp gittikleri halde Mekkeli müşriklerin, onları Habeşistan da rahat bırakmayıp geri getirmek için çaba harcamaları niçindi?

   Tabi ki en önemli sebebi İman ve imanın gereği gibi yaşamak istemeleri, beni Adem'in düşmanı olan şeytanın, yandaşları ile saldırıya geçmeleri idi.

   Ustad bedi-ü zaman:

   "İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir. "Tevekkeltü Alallah"(Allah'a tevekkül ettim/Hud sur. 56) der, sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hadisatın dağlarvari dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadır-i Mutlak'ın kudretine emanet ederler, rahatla dünyada geçer, berzahta istirahat eder. Sonra saadet-i ebediyeye girmek için Cennet'e uçabilir. Yoksa tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları uçmasına değil, belki esfel-i safiline çeker.

   Demek iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder. (Sözler 23 üçüncü nokta)

   Cafe-i Tayyar hicretin sebebini şöyle tarif ediyordu:

   "Ey Hükümdar! Biz cahiliye üzerine yaşayan bir kavim idik. Putlara tapardık, leş yerdik, fuhuş işlerdik, akrabalara küser, komşuluk hakkını gözetmezdik. Kuvvetliler zayıfları ezerdi. Biz bu hal üzere iken Allah içimizden birini Peygamber gönderdi. Soyu yüksek, doğruluğu belli, şerefi meydanda. O sallallahu aleyhi ve sellem bizi Allah'a ibadete çağırıyor, atalarımızın taptıkları putlarımızı bırakmamızı istiyor.

   Bize doğru söylemeyi, emaneti gözetmeyi, akrabalık haklarını korumayı, komşularla güzel görünmeyi, haramdan, kan dökmekten kaçınmayı bildiriyor. Fuhuştan, yalandan, yetim malı yemekten, namuslu kadınlara iftira etmekten sakındırıyordu... (O.Keskioğlu. siyer-i nebi 8. baskı)

   Günümüz İslam ülkelerinin içinde bulunduğu acıklı durum ve ilk Müslümanların terk ettiği Mekke ve civarının yaşamış oldukları hayat tarzı nasılda birbirine benzemekte.

   İslamiyet neleri getirip neleri terk etmiş, ya bizler şuan nelerin peşinde koşup neleri terk etmişiz.

   Komşuluk, akraba hakları, siyasete kurban edilmiş, yalan, dalavere, çıkar ve menfaat için normal bir hal almış.

   Fuhuş Tv. lerde normal hale getirilirken, bar, pavyon ve genelevler yasal güvence altına alınmış.

   İlk Müslümanları örnek almamız gerekirse onlar hicret ettikleri gibi bizde dinimizin yasak  saydıklarından  hicret edelim.

   DUA VE SELAMLARLA


Bu Makale 564 kere okunmuştur.

Yorumlar