Okçular Tepesi

 

       İslam tarihinde iki önemli olay, acı ve göz yaşı ile hatırlatılır. Biri Uhud harbi neticesi, Hz. Hamza ile beraber yetmiş sahabenin şehadeti, cenazelerinin parçalanması ile Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin mübarek dişlerinin kırılmasıdır.

      Bir diğer olayda, Kerbela'de Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz. Mühamed sallallahu aleyhi ve sellem'ın ciğer paresi Hz. Hamza ile beraber yetmişe yakın ehli beytin hunharca şehadetidir.

       "Tarih tekerrürden ibarettir" derler ya, şayet tarihten ders alınırsa tarihin tekrar etmeyeceği bir gerçektir. Eğer biz Müslümanlar de bu iki olayı anlaya bilsek, ders çıkarabilsek ve hataları tekrar etmezsek inşaAllah tarih tekerrür etmeyecektir.Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

    "Ey ahali! Size öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldıkça yanlış yola sapmazsınız. O ise Allah'ın kitabı ve Resulün sünnetidir"

        "Okçular tepesi" son dönemlerde dile getirilen ve "terk edilmemesi gerekir"  sağ yazarların sıkça dile getirdiği olaydan söz edeyim.

        Tarih hicretin üçüncü yılı yani miladı 625 yılı Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler arasına cereyan eden en önemli cihat olan Uhud harbi.

        Mekkeli müşrikler Bedirde'ki hezimetin intikamını almak ve Müslümanların tamamını yok etmek için ciddi hazırlıklar yapılmış büyük bir ordu hazırlamışlardı.

       Müslümanlardan önce Uhud'ad gelerek karargah kuran Müşrikler asker sayısı, süvari birlikleri ve teçhizatları bakımından Müslümanlardan çok fazla idi. Birde savaş başlamadan önce Münafıkların reisi Abdullah ve 300 adamıyla çekilmesi müşriklere moral olmuştu.

           Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem komutasındaki İslam ordusu Uhud'a gelince Medine'ye karşı saf aldılar. Düşmanın cephe gerisinde saldırısını önlemek için sol taraftaki boğazı savunacak stratejik bir tepeye 50 okçuyu yerleştirerek onlara; "Düşman ister galip, ister mağlup olsun, benden emir almadıkça buradan asla ayrıl mayasınız..." Diye sıkça tembih etmişti.

Ancak savaşın başlarında Müslümanların kesin zaferi ve müşriklerin bozguna uğrayıp kaçması neticesinde, tepeyi tutan sahabelerden büyük çoğunluğu peygamberin bu  tembihi unutularak bulundukları yeri terk etmişlerdi.  O zaman müşriklerin safında yer alan ve atlı birliğin komutanı olan Hali bin Velid saldırıya geçerek tepede bulunan bir kaç sahabeyi de şehid etmiş Müslümanları arkadan saldırarak bir anda savaşın seyrini değiştirmiştir. Bu saldırıyı gören müşriklerde kaçmaktan vaz geçip savaşa katılmaları ile Müslümanlar mağlup olmuş Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin mübarek dişi ve 70 sahabe şehid olmuştur. Savaşın sonlarına doğru Müslümanlar toparlanmış savaş dengede bitmiştir.

       İşte okçular tepesi denilen olay Uhud savaşında tepede ki olaya denir. Müslümanların "terk edilmemesi gerekir" dedikleri olay bu olaydır.

       Nebi sallallahu aleyhi vesellem tepedeki okçulara nasıl sıkı bir tembihle "tepeden ayrılmayın" dediği gibi ümmeti olan biz Müslümanlara da veda hutbesinde de sıkı bir tembih ve terk edilmemesi gereken prensipleri sıkı sıkıya bize vasiyet etmiştir ve;

        "Burada hazır bulunan, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsin." diyerek kıyamete kadar Müslümanların zafer veya mağlubiyet durumunda dahi mutlaka uyulması gerekenleri veda hutbesi ile bizlere sıkıca tembih etmiştir.

       Müslunların terk etmememiz gerekenler, demokrasi, siyasi çıkar, devlet ve kişiler değil, Veda hutbesinin temel prensipleridir. Terk edilirse uhud harbindeki sonuçların günümüzde de olacağı kaçınılmazdır. Hatta günümüz Müslümanların çoğunlukta yaşadığı ülkelerdeki durum bunun en iyi örneğidir.

        İşte peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ümette vasiyeti olan veda hutbesi ve terk edilmemesi gerekenleri kısa başlıklar;

     1- İnsanları eşit olduğu, "Arap'ın Arap olmayandan üstün olmadığı"

     2-Müslümanları kardeş olduğudur. Devleti, milliyeti, rengi, kültürü, konumu, maddi durumu, siyası görüşü, tarikatı, cemaati farklı da olsan "Bütün Müminlerin kardeş" olduğudur.

    3-Mal ve can güvenliği, "Bir kişiye kardeşinin malı helal olmadığı" "Bugün nasıl kutsal bir günse, bu ay nasıl Mukaddes bir ay ise ve bu belde nasıl mübarek bir belde ise, kanlarınız ve mallarınız da öyle kutsaldır."

      4- Faizin yasaklanması.(günümüzde bir çok devletin güvencesinde)

      5-Kadın haklarına riayet edilmesi.

     6- Birlik olmalarını. "Sakın benden sonra kafirler gibi bölük bölük olup birbirinizin boynunu vurmayınız."

     7- Emanete riayet edilmesi.

     8- Belki de en önemlisi "Ey ahali! Size öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldıkça yanlış yola sapmazsınız. O ise Allah'ın kitabı ve Resulün sünnetidir"

     19 - Aşırıya gidilmemesi.

      10- İntikam ve kin güdülmemesi. "Her katil sonucunda kendisi mesuldur. Hiç bir katilin işlediği suç çocuklarına şamil olmaz. Hiçbir oğlun ve kızın suçu babayı sorumlu etmez." (Günümüzde katilden değilde anne-babasından bütün sülalesinden, ayni siyasi görüşe sahip olan tüm fikirdaşlarından intikam alınmaya çalışılıyor.)

       "Burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsin" (Veda hütbesi, Hz. Muhammed hayatı O. Keski oğlu)

       Okçular tepesindeki sahabesine yaptığı tembihin aynısını kıyamete kadar gelecek ümmetine de yapmıştır. Okçular tepesini terk edildiğinde sahabenin yaşadığı sıkıntıları biz Müslümanlarda bu tavsiyelere uymadığımız müddetçe yaşayacağımız dır.

       "Tarihin tekerrür" etmemesi için, Müslümanların veda hutbesini iyi anlamamız ve uymamız gerekir.

     DUA VE SELAMLARLA