EHLİYETLİ KİŞİLERİN YÖNETMEKTEN KAÇINMALARI-II

Yönetime gelmek istemeyen yetenekli bir insan ile dış etkileri gözler önüne serer.

Sokrates, Kharmides’in o günkü politikacılardan daha yetenekli saygın bir insan olduğunu biliyordu, ama meclise girip devlet işleriyle ilgilenmekten kaçındığını görüyordu.

-Sokrates:”Söylesene Kharmides bir adam yarışmalarda zafer çelengi alabilecek, bununla kendisi şan kazandığı gibi, yurdunun adını da bütün Yunanistan’da duyurabilecek durumdayken, yarışmalara katılmak istemezse, onun hakkında ne düşünürsün?”

-Kharmides:”Kuşkusuz, onu zayıf yaratılışlı ve korkak bulurdum.”

-Sokrates:”Peki biri devlet işleriyle ilgilenmekle, yurdunun gücünü artıracak, bu sayede kendisi de saygı görebilecekken bundan kaçınırsa, korkak sayılması doğal değil mi?”

-Kharmides:”Herhalde. Ama neden bunu bana soruyorsun?”

-Sokrates:”Çünkü yetenekli bir insan olduğun halde, yurttaş olarak üstlenmen gereken işlerden kaçındığına inanıyorum.”

-Kharmides:”Yeteneklerimi nerede gördün de bu işleri bana yakıştırıyorsun?”

-Sokrates:”Devlet içinde olanlarla yaptığın toplantılarda; sana bir şey danıştıklarında bakıyorum, iyi yol gösteriyorsun, yanlış yaptıklarında, haklı eleştiriler getiriyorsun.”

-Kharmides:”Özel toplantılarda konuşmakla kitle karşısında tartışmak aynı şey değil, Sokrates.”

-Sokrates:”Ama sayı saymasını bilen, tek başına da kalabalık içinde de bunu yapabilir, tek başına çok güzel Kithara çalan kalabalık karşısında da kendini gösterir.”

-Kharmides:”İyi de biliyor musun, çekingenlik ve korku insanın doğasında vardır ve bu duygular özel toplantılardan çok kalabalık karşısında ortaya çıkar.”

-Sokrates:”Bak sana ne diyeceğim, sen en akıllı insanlardan çekinmiyorsun, en güçlü insanlardan korkmuyorsun da, en akılsız ve en zayıf insanlar karşısında konuşmaktan utanıyorsun. Yoksa temizlikçilerden, ayakkabıcılardan, duvarcılardan, demircilerden, çiftçilerden, tüccarlardan, çarşıda değiş tokuş yapan ya da ucuza alıp pahalıya satmaya çalışanlardan mı utanıyorsun? Çünkü sen devletin ileri gelenleriyle –ki bunların bazıları sana tepeden bakıyor- rahat rahat konuştuğun halde, politikayla hiç ilgilenmemiş ve sana yukardan bakmayan insanların karşısında gülünç olurum korkusuyla konuşmaktan kaçınıyorsun.”

-Kharmides:”Mecliste doğru konuşanlara sık sık güldüklerini görmedin mi?”

-Sokrates:”Evet ötekiler de öyle, bu yüzden sana şaşıyorum ya onlar sana güldüğü zaman, kolayca alt ediyorsun da, bunlarla hiçbir şekilde, başa çıkamayacağını düşünüyorsun. Bak dostum, kendini aldatma ve çoğunluğun düştüğü yanlışa düşme. Bunlar başkalarının işlerini gözlemeye kalkıp kendilerine hiç bakmazlar. Sen görevden kaçma ve kendine dikkat etmek için daha çok çabala. Senin çabanla devlet daha iyi bir duruma gelecekse, bunu göz ardı etme, çünkü devletin işleri yolunda giderse, bundan yalnız öteki yurttaşlar değil, dostlarında yararlanacak, sende yararlanacaksın.”

Dünkü yazımızda ATİNA ŞEHİR DEVLETİNİ yönetmeye talip olan, ancak yönetmede ehliyet ve liyakat sahibi olmayan, Glaukon’un ve bugünkü yazımızda da gündeme getirdiğimiz, ehliyet ve liyakat sahibi Kharmides ile Sokratesin, yüzyıllar önce yaptıkları bu iki konuşma metninde geçen sohbetler, günümüz siyasi gündemiyle iç içedir.

Zira bu konuşmalar aslında günümüz gündeminde bulunan Belediye Başkanlıkları seçimleri nedeniyle siyaset sosyolojisi açından birer belgedir, ülke çapında aday adaylarının profillerine bakıldığında, günümüz Glaukonları ve Kharmidesleri aslında haleti ruhiye olarak hala yaşamaktadırlar.