HDP’NİN GÜNÜMÜZDE BÖLGEDEKİ DURUMU VE 31 MART SEÇİMLERİ

Oldukça önemli bir başlığın altında kanaatlerimizi ifade etmeye çalışacağımız, Halkın Demokrasi Partisi’nin (HDP) önümüzdeki seçimler için mevcut durumunu analiz ederken, gözden kaçırmamamız gereken ve söz konusu HDP’nin aleyhine gelişen, birkaç önemli hususu burada hatırlatalım.

İlk etapta, HDP için yaşanan sürecin olumsuz yönlerine bakalım şimdi.

-Doğu ve Güneydoğu’da potansiyel bir güce sahip olan HDP, son yapılan 24 Haziran milletvekili seçimlerinde bu bölgelerde oldukça önemli bir oy kaybının olduğu görülmüştür.
-Öncelikle eski politik söylem ve pratiklerinden vazgeçmemiş olmaları, HDP’yi bölge seçmenleri karşısında sıkıntıya sokacaktır.
-Hendek siyasetiyle özellikle bölge halkına yaşattığı kayıplardan ve bu kayıplardan kaynaklı batı Metropollerine göç etmek mecburiyetinde kalan bölge halkından, ciddi bir özür dileme borcuna karşılık sessizliğini muhafaza etmeyi tercih etmiştir.
-Keza yaşattığı Hendek siyasetinin barış süreci olarak telaki edilen “Çözüm Sürecini” sonlandırmasından dolayı da, yapması zorunlu olan özeleştiriyi yapmamış ve adeta büyük seçmen kitlesine karşı yaptıklarında haklı olduğuna şimdiye kadar bir algı oluşturmuştur.
-Görüldüğü kadarıyla TBMM’de verdikleri mesaj ve son zamanlarda parti üst yönetimi olarak, takındıkları tavırlar aynı şekilde yerelde tekrar iktidar olmaları halinde, hizmete değil, ideolojik tasarruflarının devam edeceği endişesi, HDP seçmeninin sandığa gitmesine engel olabilecektir.
-Kayyım atamalarının ardından kaybettiği belediye yönetimlerinden dolayı, daha önce yerel yönetimlerin imkânlarıyla bakmakta yükümlülük taşıdığı sadık ve ideolojik seçmen kitlesini mahrum bırakarak mağduriyetlerine de vesile olmuştur.
- Kuzey Suriye’deki gelişmeler, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik operasyonları ve keza Suriye’ye yerleşen ABD’nin Suriye siyaseti, aslında HDP tabanının sağduyuya sahibi kesimini günümüzde endişelendirmiş ve bu bağlamda da HDP açısından gelecek süreci umutsuz görmeye başlamıştır.
-ABD’nin amacının ne olduğu belli olmayan, PKK’nin üst yönetimindeki Karayılan, Bayık ve Duran hakkında başlarına ödül konularak yakalanmalarını istemi, HDP tabanını siyaset sosyolojisi açısından etkileyen bir durum olarak görülmelidir.
-Parti üst yönetiminde Türk solunun ağırlık bastığı, geniş ve çoğunluk Kürd seçmenine karşın, Kürd siyasetçilerinin pasif kaldığı günümüz ortamında, Selahattin Demirtaş için neredeyse, bölge halkının unutuldu gibi kanaatinin hâsıl olması, HDP seçmeninin sorgulamaya başladığı hususlardır.

Bütün bunlar ve bu saydığımız nedenlere ilave edilebilecek daha birçok nedenler varken, işin bir diğer tarafında yerel seçimlerdeki ittifakın milletvekili seçimlerindeki ittifaka benzemediğini de burada paylaşmakta fayda vardır.
Zira Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yerel yönetimlerin seçimleri için, HDP’nin ihtiyaç duymadığı bir CHP ile hele hele Türk milliyetçisi olduğunu hatta bu konuda MHP’yi bile geride bırakacak kadar söylemlerde bulunan, İYİ Parti ile endirek yapacakları bir ittifakın, keza seçmen kitleleri tarafından sorgulanacağını bilmelidir.
Bir taraftan seküler Türk solunun parti politikalarında belirleyici olmaları hususu, diğer taraftan ANDÇI iki nasyonal parti ile mahkûm bırakıldığı ittifakın bölgede de, HDP’nin tabanı açısından büyük rahatsızlık oluşturacağı unutulmamalıdır.