EHLİYETSİZ KİŞİLERİN YÖNETME İSTEMİ-I

Devlet ve şehir yönetimine talip olan, bilgisiz ve pragmatist kişilere örnek olmak üzere tarihin sayfalarında günümüze intikal eden önemli anekdotu paylaşalım istedik. Aristo’nun oğlu Glaukon daha yirmi yaşında bile değilken, devletin başına geçme arzusuyla mecliste konuşma yapmaya kalkıştığında, ne ailesi nede dostları onun kürsüden alaşağı edilip gülünç bir duruma düşmesini engelleyememişlerdi.

Sokrates, onu durdurmayı başaran kişi olmuştu.

-Sokrates:”Demek devletin başına geçmeye karar verdin Glaukon?”

Glaukon:” Evet, Sokrates.”

-Sokrates:”Zeus aşkına, dünyadaki en güzel şey bu! Belli ki, eğer başarırsan, istediğini elde edebileceksin, dostlarına yardım edebileceksin, aileni yükselteceksin, yurdunu güçlendireceksin, önce burada, sonra Yunanistan’da, belki Thernistokles gibi barbarlar arasında da adını duyuracaksın; gittiğin her yerde saygıyla karşılanacaksın.”

Glaukon bunu duyunca gururlandı ve zevkle dinlemeye koyuldu.

-Sokrates:”Şurası açık ki, Glaukon, saygı görmek istiyorsan, devlete bir iyiliğin dokunmalı, öyle değil mi?”

-Glaukon:” Elbette”

-Sokrates:”Tanrı aşkına, bizden saklama, söyle bakalım, devlete iyilik etmeye nereden başlayacaksın?”

Glaukon nereden başlayacağını düşünürken,

-Sokrates:”Bir dostunun durumunu düzeltmek istersen, onun zenginliğini çoğaltmaya çalışırsın, aynı şekilde devletin de zenginliğini artırmaya çalışmayacak mısın?”

-Glaukon:”Kesinlikle.”

-Sokrates:”Gelirleri artarsa, devlet daha zengin olur, değil mi?”

-Glaukon:”Elbette.”

-Sokrates:”Söyle bakalım, devletin nerelerden ve ne kadar geliri var? Herhalde bunu araştırmışsındır ki, gelirlerde bir azalma olursa aradaki farkı kapatabilesin, yetersizse ek kaynaklar bulabilesin.”

-Glaukon.”Zeus adına, bunu araştırmış değilim.”

-Sokrates:”Peki, bunu yapmadınsa, devletin giderlerini söyle bize herhalde aşırı harcamaları kısmayı düşünüyorsün.”

-Glaukon:”Zeus adına, bununla da uğraşmadım.”

Skrates:”Öyleyse devleti zenginleştirmeyi erteleyeceğiz, çünkü gelir ve giderler hakkında hibir şey bilmeden bu konuyla nasıl ilgilenebilirsin?”

-Glaukon:”Ama Sokrates, devleti devleti düşmanların sırtından zengin etmek de mümkün.”

-Sokrates.”Zeus adına, eğer onlardan daha güçlü ise, ama daha zayıfsa, eldekinden de olabilir.”

-Glaukon:”Haklısın.”

-Sokrates:”Öyleyse, kime karşı savaşılacağına karar verecek kişinin devletin de karşı tarafında gücünü iyi bilmesi gerekir ki, eğer devletin gücü daha üstünse, savaşa girmeyi öğütlesin, değilse dikkatli olmaya çağırsın.”

-Glaukon:”Doğru söylüyorsun.”

-Sokrates:”Haydi bakalım, bize önce devletin kara ve deniz gücü hakkında bilgi ver, sonra da karşı taraf hakkında.”

-Glaukon:”Ama Zeus adına, bunu böyle ayaküstü söyleyemem.”

- Sokrates:”Bir yere yazdınsa getir, zevkle dinleyeceğim.”

-Glaukon:”Zeus hakkı için, yazmadım.”

-Sokrates:”Anlaşılan, savaş önerme konusunu da ilk ağızdan erteleyeceğiz, belki de başkanlığa yeni atıldığın için, bu geniş kapsamlı konuları araştırmaya henüz zamanın olmadı. Ama ülke savunmasıyla ilgilendiğini biliyorum, kaç garnizonun işe yaradığını, kaçının yaramadığını nöbetçilerin yeterli olup olmadığını, biliyorsun, işe yarar garnizonların çoğaltılmasını, gereksiz olanların kaldırılmasını önereceksin.”

-Glaukon:”Zeus adına, ben hepsini kaldırmayı önereceğim, çünkü öyle bekçilik yapıyorlar ki, ülkeden hırsızlık eksik olmuyor.”

-Sokrates:”Ama garnizonlar kaldırılırsa, isteyen herkese yağma fırsatı sağlanmış olmayacak mı? Gidip bizzat araştırdın mı, yoksa iyi bekçilik yapmadıklarını nereden biliyorsun?”

-Glaukon:”Tahmin ediyorum.”

-Sokrates:”Gümüş madenlerine gitmediğini biliyorum, dolayısıyla bugün niçin eskisinden daha az ürün alındığını söyleyemezsin.”

-Glaukon:”Doğrusu madenlere gitmedim.”

-Sokrates:”Zeus için, o bölgenin sağlıksız olduğunu söylüyorlar, öyle ki bu konuda bir öneri getirmen gerekse, bu senin için yeterli bir mazeret olacak.”

-Glaukon:”Alay ediyorsun.”

-Sokrates:”Bu sorunu göz ardı etmediğini biliyorum, herhalde araştırmışsındır, halkı beslemek için topraktan alınan ürün ne kadar süre dayanır, yıllık ürün miktarı ne olmalı ki, devlet ürünü gereksinim duyduğunda hazırlıksız yakalanmayasın, bilgine dayanarak zorunlu gereksinimler konusunda devlete yol gösterip, yardım edebilesin ve onu kurtarabilesin.”

- Glaukon:”Beni dinlese dayımın evine yardımcı olurdum.”

-Sokrates:”Peki dayını ikna edemediğine göre, aralarında dayında olmak üzere, bütün Atinalıların seni dinlemelerini nasıl sağlamayı düşünüyorsun? Bak Glaukon; dikkat et, iyi bir ün sahibi olmak isterken, sakın tam tersi olmasın! İnsanın bilmediği şeyi söylemesi yada yapması ne kadar tehlikeli görüyor musun? Bilmedikleri şeyi herkesin içinde söyleyen ve yapan başkalarını düşün-böyle birçok kişi tanıyorsun- sence bunlar kınanacak yerde övgüyle mi karşılanıyorlar, küçümseyip hayranlık mı uyandırıyorlar? Bir de, ne söylediklerini, ne yaptıklarını bilenleri düşün! Öyle sanıyorum ki, bütün işlerde saygı ve hayranlık uyandıran kimselerin en çok bilenler arasından çıktığını göreceksin. O halde, kentte iyi bir ün sahibi olmak ve hayranlık uyandırmak istiyorsan, yapmak istediğin şeyi elinden geldiğince iyi öğrenmeye çalış, bu konuda başkalarını geride bıraktıktan sonra devlet işlerine soyunursan, istediğini kolayca elde etmen beni şaşırtmaz.”

Not: Yarın ise yönetmeye gelmek istemeyen liyakat ve ehliyet sahibi Kharmides ile Sokrates’in arasında geçen diyalog günümüz gündemine dair tarihi bir vesikayı inşallah paylaşacağız