İTİKAF
Unutulmaya
yüz tutmuş hatta bazen eleştiri konusu olmuş sünnetlerden biri de itikaf
ibadetidir.
Sosyal
medyada çoğu kez eleştirilen bazen hakaret edilen ve de oruç ayında sıkça
rastlanılan bir olay olan camide bekleme, istirahat etme ve de yatma olayını
bir niyetle ibadet ve adının itikaf olduğunu bir çoğumuz bilmeyiz.
Hele
bazımız işin takva boyutunu da göz önünde bulundurarak camilerin ötele
çevrildiğini düşünür ve de üzülürüz.
Evet
peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti olan itikaf, Müslüman bir
kimsenin niyet getirmek suretiyle bir camide veya mescidte az olsun çok olsun
kalmasıdır. Her zaman camide itikaf etmek Müekked bir sünnettir. Ramazan ayının
son on gününde daha efdaldır.
Hz. Aişe
(ra) rivayet edilen bir hadiste:
"Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat edinceye kadar
Ramazanın son on gününü itikafa girer ve derdi ki: "kadir gecesini
Ramazanın son on gönünde arayın." Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem
den sonra, zevceleri de itikafa girerdi." (Buhari,Müslim)
İtikaf;Kelime
olarak bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme demektir. Fıkhı
olarak, Akıl baliğ ve mümeyyiz kudretine sahip bir Müslümanın beş vakit namaz
kılınan bir mescidte ibadet niyetiyle bir süre durması demektir.
İtikafın
dört rüknü vardır.
1- Niyet
getirmek. Niyet etmeden camide kalmak itikaf sayılmaz. "camide itikafa
girmeye niyet ettim" demesi kafidir. Muayyen bir zaman belirtmediği için
istediği kadar kalabilir. Şayet nezir etmişse nezrine uygun bir niyet ve zamana
kadar kalması gerekir.
Bir kişi bir
camide belli bir zaman dilimi için itikaf niyeti ederse, o zaman dilimi kadar
kalması gerekir, bu zaman zarfında her hangi bir sebeple camide çıkar tekrar
camiye girerse yeniden niyet etmesi gerekmez.
2- Cami veya
mescit olması. Evde veya bir hücrede itikafa girilmez. Cuma namazının kılındığı
bir camide itikafa girmek daha efdaldır. Kişi hangi camide itikafa gireceğini
nezir ederse o camide itikafa girmesi gerekir.
3- Az da olsa
camide bir miktar kalmak. Camide oturmasa da, ayakta kalmak veya dolaşmak da
kafidir. Fakat sadece camide geçmek itikaf için kafi gelmez.
Mütekif
(itikafta bulunacak kimse) olabilmenin şartları:
a- Müslüman
olmak.
b- Akıllı
olmak.
c-Hades-i ekber (Cenabet, hayız
ve nifazdan) temiz olmak. Abdesti olmayan kimse camiye girdiğinde itikafa
girebilir.
Aslında her
camiye girdiğimizde "İtikafa girmeye niyet ettim" der ve camide
namazını kılsak dahi ibadetin dışında itikafın sünnetini de yerine getirdiğimiz
için ayrıca sevap kazanırız.
İtikaf'ta
iken ihtilam yani cenabet olan kimse camiden çıkıp yıkanması gerekir. Baygın
olması, yatması ve hatta aklının gitmesi yanı deli olması dahi itikafı bozmaz.
İtikaf
esnasında, koku sürmesi, güzel elbise giymesi ve oruçlu olması sıkıntı
değildir.
Kişi kalacak
süreyi ve camiyi tayin etmiş ve de nezir etmişse nezrine uygun davranması
gerekir.
İtikafta olan
bir kimsenin, Çocuğunu şefkatli öpmesi, saçını taraması, evlenmesi,
evlendirmesi, elbise giymesi, alış-veriş yapması, dikiş ve yazı ile meşgul
olması, yemek yemesi caizdir. Yine, camide mubah söz söylemek, uyumak ve
uzanmak, itikafata olan kimse için caiz olduğu gibi başkası içinde caizdir.
İtikaf her
zaman müekked bir sünnettir. Ancak kadir gecesinin ramazanda olması münasebeti
daha da önemlidir. Onun için ramazanın son on günü mümkün mertebe itikafa
girmek en önemli sünnettir.
Günümüz
politikaları ve uygulamaları neticesinde camiler resmi kurumlar haline
getirilmiş, namaz vakitleri dışında kapılarına kilit vurulmuş, itikafa girmek
isteyenlere bu imkan tanımamış, daha doğru ifade ile bu ibadet unutulmuş ve yok
hükmünde sayılmıştır.
Oysa işi
olmayanların kahvehanelerde zaman geçirip kumar oynama veya zaman öldürme
yerine camilere ve itikafa girmeleri gerekir.
DUA VE
SELAMLARLA