YÜRÜYÜŞ SONRASI


Sonunda beklenen gün geldi.

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da Ankara, Güvenpark’tan başlattığı yürüyüş dün İstanbul’daki Maltepe mitingiyle sona erdi.

 

Peki ne oldu?

 

Gerçekten denildiği gibi farklı kesimlerden insanları bir araya getirebildi mi?

 

Pek öyle görünmüyor. Bazı başörtülü hanımların katılım göstermesi, Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener’in kısa süre yürüyüş yapması, Ahmet Türk’ün Kılıçdaroğlu ile kol kola yürümesi ve diğer partilerden küskünlerin yürüyüşe destek vermesi her kesimden insanların katıldığını söylemek için son derece zayıf verilerdir.

 

Eğer yüz binden fazla tutuklu insanların yakınları yürüyüşe destek verselerdi, o zaman yürüyüş kitleselleşebilir ve gerçekten etkili olabilirdi. Fakat tutuklu yakınları yürüyüşe destek vermediklerine göre bu eyleme olan güvenleri yok gibidir. Onlar da Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü ciddiye almamış gibiler. Adalete güveniyor ve adaleti devletten, mahkemelerden bekliyorlar. Sokaklardan değil.

 

Eğer her partiden milletvekilleri ya da en azından il başkanları bu yürüyüşe katılsalardı, belki bu yürüyüş etkili olabilir ve eylemin her kesime yayıldığını söyleyebilirdik.  Ama bırakın diğer parti mensuplarını, CHP’den bile öne çıkan milletvekillerini çok göremedik.

 

Eğer piyasalar kendilerini “yürüyüşten sonra” diye ayarlasalardı, “yürüyüşten sonra acaba neler olur” diye piyasalarda bir belirsizlik olsaydı, belki bu eylemin etkisinden söz edebilirdik. Ama belli ki piyasalar da Kılıçdaroğlun’u pek kale almamış.

 

Öyle bir eylem ki halkın geniş kitlelerine yansıması yok, siyasilere yansıması yok, piyasalara yansıması yok. Ne olur o yürüyüşten? Sadece bir yorgunluk.

 

Kemal Kılıçdaoğu bu yürüyüşüyle halkta herhangi bir his uyandırmadı, bir heyecan oluşturmadı. Sadece kendini acındırdı. Herkes hatta ona yakın olan yazar-çizerler bile ona acıyarak değerlendirmelere başladılar. 69 yaşında olmasına rağmen, düzenli bir egzersiz yapma alışkanlığı olmamasına rağmen, sıcaktan eriyen asfaltta durmadan yürümesine dikkat çektiler. Sanki “Yetenek Sizsiniz” yarışmasına katılmış. Tamam da arkadaş ne oldu yani? Bu yaklaşımlarla sadece Kılıçdaroğlu’na acımış oluruz. En fazla “Ne azimli adam” deriz. Ama kısa süre sonra unutulacaklar listesine ekleriz.

 

Ama yürüyüş Kılıçdaroğlu’na yaramış. Yüzüne bir renk gelmiş. Bir heyecan gelmiş, bir özgüven gelmiş. Belli, parti içi muhalefete 5 gol atmış görünüyor.

 

Peki bundan sonraki hedef ne?

 

Kılıçdaroğlu, Deutsche Welle (DW) haber kuruluşuna verdiği röportaja göre, eylemlerine devam edecek. Bu röportajda Kılıçdaroğlu “Yeri gelir miting yeri gelir parlamentoda sert muhalefet yapılır. Başka türlü sivil itaatsizlik örnekleriyle, gündem oluştururuz.” demiş.

 

Anlaşılan yine yapıcı bir şey yok. Sivil itaatsizlik ile hangi sorunu çözmeyi düşünüyorsun ey Kılıçdaroğlu! Ana muhalefet olarak hükümetin dikkatini çekemiyorsun da bu eylemlerle mi dikkatini çekeceksin? Meclisteki milletvekillerinle KHK’larda etkili olamıyorsun da sivil itaatsizlikle mi etkili olacaksın?

 

Gerçi amacın bir sorun çözmek değil zaten, koltuğunu sağlamlaştırmak, onu anladık.

 

Yürüyüşün sonucu: Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığına devam edecek, vatana, millete hayırlı olsun.