Görüş Bildir

EKİCİ'DEN NOTLAR

M.Maruf Ekici
M.Maruf Ekici

PARTİ KURMA DÖNEMİ

 

Türk siyasi tarihi, adeta bir ölü partiler mezarlığına dönüşmüş durumda.

 

Bunların bir kısmı darbelerle kapatılmış, bir kısmı irtica veya teröre destek gerekçeleriyle kapatılmış, bir kısmı da oy verilmeyerek, bizzat halk tarafından kapatılmış.

 

Kapatılanların yerine hemen yenisi açılmış tabi.

 

Bir kısmı yeni bir söylem ve taze bir hareket başlatarak açılmış. Demokrat Parti, Milli Nizam, Anavatan, AK Parti gibi…

 

Bir kısmı eskinin devamı gibi görünmüş. Demokrat Parti-Adalet Partisi gibi…

 

Bir kısmının çizgisi hiç değişmemiş. Değişen sadece isimler... Milli Nizam-Milli Selamet-Refah-Fazilet ve sonunda Saadet Partileri gibi…

 

Bir de küskünlerin kurduğu partiler var. Partisiyle anlaşamayan veya genel başkanlık için hırs gösteren, çevresine topladığı üç beş kişiyle parti kuruyordu. Bazen iyi oy da alıyorlardı. Ama çoğu zaman liderinin katili olan partilerdi bunlar. Parti bittiği gibi liderini de itibarsızlaştırıyordu. Abdülatif Şener ve Türkiye Partisi gibi… İdris Naim Şahin ve … sahi partisinin adı neydi Milad Partisi’ydi galiba…

 

Şimdi bu küskünlerden biri daha parti kuracak: Meral Akşener

 

Akşener, yaz boyu yeni parti için çalışacak. İttifak arayışlarına girecek. İşler rast giderse Eylül veya Ekim gibi de resmen parti kuracak. Hayırlı olsun diyelim. Ama ölü partiler listesine yeni bir parti daha eklenecek gibi…

 

Çünkü her şeyden önce 16 Nisan referandumuyla artık küçük partilerin hayat hakkı kalmadı. Büyük olmak zorundasınız. İktidar olmak için yüzde 50+1 oranında oy almak zorundasınız. Türkiye Amerika ve Avrupa’da olduğu gibi iki veya üç partili bir siyasi yapıya doğru gidiyor. Böyle bir ortamda, büyük kitlelere hitap edemeyeceği belli olan partiler kurmak çok akıllıca değil.

 

Bundan sonra yeni partiler kurulabilir elbette… Ama güçlü bir kadroyla, geniş bir yelpazeye açılabilecek potansiyel varsa böyle bir maceraya atılmak doğru olur.

 

Peki Meral Akşener’de böyle bir potansiyel var mı?

 

Güçlü liderlik deseniz pek görünmüyor. Çünkü bir hikâyesi, bir kahramanlığı bir dava uğruna feda edilmiş bir hayatı yok. İnsanı çeken, hayran bırakan bir tarafı yok.

 

Bir defa MHP’ye sonradan katılan biri…

 

Önce DYP Kadın Kolları Başkanı, kısa bir süre sonra DYP Genel Başkan Yardımcısı ve hemen sonra da Refah-yol hükümetinde İçişleri Bakanı oldu. Daha sonra MHP’ye geçti. Dolayısıyla MHP gibi bir dava ve ülkü partisinde, dava için adanmış bir hayatı yok. MHP tabanında tek avantajı var. O da Bahçeli’nin aksine Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir duruş sergilemesidir. 16 Nisan Referandumunda görüldü ki MHP tabanı, AK Parti-MHP ittifakına destek vermedi. Hatta bu ittifak Bahçeli’nin liderliğini sorgulatır hale getirdi.

 

 MHP tabanında Bahçeli’nin liderliğinden rahatsız olanlar bir çıkış yolu olarak Akşener’e destek verebilirler.

 

Ama unutulmamalıdır ki bu destek Akşener sevgisinden değil, Bahçeli nefretinden kaynaklı yani nefretten beslenen bir destektir.

 

Dolayısıyla MHP tabanı için Akşener’in ömrü daha iyisini buluncaya kadardır.

 

Peki MHP dışında Akşener’e kim destek verebilir?

 

Mesela AK Parti seçmeni için düşünürsek, AK Parti’de olmayıp da Akşener’de olan ne var?

 

Daha iyi bir ekonomi programına, terörle daha iyi bir mücadele stratejisine, dış politikada daha iyi bir vizyona mı sahip?

 

Bunlarla ilgili henüz bir açıklama yapmadı ama o potansiyeli görmüyorum. Çünkü öyle bir kadrosu yok.

 

CHP için de aynı soru geçerli. CHP’de olmayıp da Akşener’de olan ne var?

 

Daha Atatürkçü, daha laik mi? Olabilir. Ama bunların da aşırısı Türkiye’de oy kazandırmıyor artık.

 

Sonuç olarak Akşener’in yerinde olsam böyle bir maceraya hiç girmem. MHP içinde kalıp genel başkan olsaydı belki şansı yaver giderdi. Ama yeni bir parti ile başarılı bir siyaset yapması zor gözüküyor

 


Bu Makale 438 kere okunmuştur.